Kuş Lastiği-Sapan

eskiden serum kauçuklarından sapan yapardık. 6 lık bakır telleri u şeklinde kıvırır kalın kauçuk sapanlarla atardık.olağanüstü bir güç vardı. çok daha sonraları bir kilo şarjevitin ( fişeklerde 9 lu derler) alıp ava çıkmaya başladık. buda gayet etkili idi. yabancılar bunu profosyonel manada kullanıyor ama ülkemizde yok galiba. aslında hızı ölçülebilse havalı silahlara yakın bir hız olabilir diyorum. hemde öldürücü bir etkiye sahip. çok av yaptık bununla.

harbiden .ilginç bir tevadüf

Küçükken serum lastiğinden ben de sapan yapardım, ne zevkli gelirdi o zamanlar, ama av için kullanmazdım. Teşekkürler Aykut abi.

küçükken az cam kırmazdım bunanla,ayrıca atışları gittiğinizde bitane yanınızda bulunsun nasıl şişe kırıyormuş görün ama vurmak için tabiki tercübe lazım "benim gibi"

Ortaokul zamanlarında benimde kendi yaptığım bir sapanım vardı. Sapanla atış yapmayı çok severdim. Bir gün ormanda yine atışa gittim. son atışımı yaparken lastiği çekerken baş parmağımın çatalın tam birleşme kısmının hafif yukarda kaldığını farketmedim ve lastiği bıraktığımda taş tam sol elimin baş parmağına geldi. Tırnağım tam ortadan ikiye yarıldı. Tırnağım koptu. Acıdan nerdeyse bayılacaktım ama allahtan kalıcı hasar kalmadı. Aklıma gelen 2. olay sa şu; sene 2006 yazı yine yazlıkta sapan yaptım. Evin ön bahçesinden denize doğru sapan atıyorum. Bu sefer de yanlışlıkla attığım taş babamın arabasını arka camına geldi ve cam tuz buz oldu o günden beri elime sapan almıyorum. Tabi bunlar hep benim sakarlığım yüzünden oldu. Çok zevkli bir uğraş olmasın akarşı birazcık tehlikeli ( benim gibi kullanmayı bilmeyenlerin elinde.)
Lakin avcıhoca nın sapanıda gayet şık gözüküyor. dikkatli kazasız atışlar dilerim

Küçükken benimde sapan ım vardı.Babam yapmıştı , onunla öyle güzel atışlar yaptım ki...Sapı dut ağacındandı , lastiği meşini ayrı bi güzeldi.Mahallede herkesin sapan ından güzeldi.Biz sapana ÇATAL da derdik.Ben sapanı yan , yani yatay kullanırdım ve öyle atardım.O zamanlar attığımı vururdum , nostalji yaptırdınız bana :). Sağolun............

aaah benimde çocukluğum aklıma geldi, ne biçim cam kırardık (yanlışlıkla) hakkaten güzel günlerdi.

Polat abinin karizmasını överken ben de bahsetmiştim bundan(bozamayacağını iddia ettim ) .

Eh artık sıra bana geldi sayılır: bir de dinozor hatırası ekleyeyim. Benim çocukluğumda serum lastiği ne gezer?? Bisiklet tamircilerine yalvara yakara çıkma iç lastiklerden bulduğumuzda uzunlamasına şerit halinde keserdik. Oto lastik tamircilerinden "hammadde" tedarik edebildiğimizde ise kendimizi çok mutlu hissederdik. Meşin tedariki daha kolaydı: o zamanlar her mahallede 1-2 ayakkabi tamircisi mutlaka bulunurdu.
Çatal ise "Y" şeklindeki ağaç dalından yapılırdı. Bunun en makbulü şimşirden olan idi. O zamanlar şimşir bitkisi bahçe kenarlarında çit olarak yaygınca kullanılırdı. "Y" şeklindeki dal kesilip sapı ve uçları uygun boya getirildikten sonra kabukları soyulur, Y'nin bacakları arasına kısa bir tahta yerleştirilip uçları içe doğru kastırılır ve en uç kısmından sicimle sıkıca bağlanırdı. Böylece "Y" şekli "U" harfine dönüşürdü. Bu işlemden sonra da dal hafif hafif ateş üzerinde iyice kurutulur ve hatta pişirilirdi.
Bu işlemden sonra 1 hafta on gün kadar kurumaya bırakılır sonra da uç kısmındaki sicim çözülür ve çatal kullanıma hazır hale gelirdi. Bundan sonra da evvelce hazırlanmış olan meşin takılı şerit lastikler çatalın uçlarına sıkıca bağlanırdı.
Çocukluğumdan bu yana (tek istisna dışında) hiçbir canlıya atış yapmadım. Sapanı da genelde hedef atışı ve en fazla da ağaçtan ceviz düşürmek için kullanırdım.
Uzun oldu anlatımım, ama tarih sayfaları bir kere açılınca peşpeşe dönüveriyor

[Resim Engellendi: http://www.marksman.com/newimages/3040.jpg]

[Resim Engellendi: http://www.slingshotworld.com/images/marksman_3040sling2large.jpg]

[Resim Engellendi: http://www.slingshotworld.com/images/marksman_3040sling3large.jpg]

[Resim Engellendi: http://www.discountcutlery.net/media/MA3040.gif]

Hocam bende de bundan var ama lastiği kopuk şu anda servis dışı

Arkadaki parça katlanabiliyor ve lastiği çektiğinizde kolunuzdan kuvvet alarak sapanın bükülmemesini sağlıyor, kolunuzun çekebildiği kadar abanabiliyorsunuz, yalnız elinizi falan vurursanız kırar

Ben egeliyim... Bizim orda zeytinden yaparlar çatalı...

sapan deyince bu bizim buralarda biraz farklı bir şey...tamamen örme ipden yapılan birşey..yaklaşık 60 70 cm boyunda 2 tane koyun yününden örülmüş sağlam ip. uçları yuvarlak işaret parmağımızın girebilecek şekilde ve yorak örme ipden yapılıyor.bununla büyük taşları atabilme imkanına sahip oluyo insan ama kuş lastiği gibi nokta atışı biraz zor bunun la..çoban lar kullanır bu sapanı genelde

Benim çocukluğumda da Polat abinin anlattığı senaryolar aynen geçerli idi.ayakkabıların altından çıkan kauçuklar da kullanılırdı bu işte ve şambrele göre çok daha elastik ve güçlü olurdu.bazen sadece çekildiğinde görülen özür dediğimiz defolar olurdu bu lastiklerde ve buradan kopardı çoğu kez de çekiliyken ve direkt yüze patlardı lastik.Çatal ağacı kızılcıktan meşe ve dişbudak(yanılmıyosam)da güzel olur yapım tekniği aynen anlatıldığı gibi.Bağda bahçede uygun çatal formunu bulmak için bu ağaçlarda uzun keşiflere çıkardık elde bıçak veya küçük balta gibi bişeyle ama o formu vermek baya bi ustalık ister simetri ve bükümleri sağlamak zordur,ben genelde birilerinden alırdım karşılığında cikletten çıkan futbolcu resimleri vs.gibi promosyonlarla değiş tokuş yapılırdı veya bazen arkadaş jesti olarak bedava da verildiği olurdu.Bir de bişey hatırlıyorum iyi atıcılar bunu nasıl yaptıklarını ya anlatamaz veya anlatmazlardı.İyi derken gerçekten iyi mesela 15 metre 2 inç center to center atan(rahat) minik avcılar olurdu(minik dinozorlar ) .Bu bağlamda Avcıhocamın dizaynı gelenekselden hayli uzak o tür olanlar da nadiren bakkal,oyuncakçı vs. gibi dükkanlarda bazen plastik bazen de kontraplaktan kesme şeklinde(yassı olurdu)bulunabilirdi ama tercih etmezdik. Televizyon çıktıktan sonra tabi biraz gözden düştü bu nevi aktivite.

Arkadaşımın köyünde çobanlar arbelet tarzı bir alet yapıyorlarmış kuş avı için vs. onun hakkında da bilgisi olanlar bi konu altında yapımını anlatsa güzel bir kaynak olur görüşündeyim.

Benim Hiç sapanım olmadı :(...

Sapanla kendini vuran tek salak çocuk benimdir herhalde. Bi gün kuşu kaçırmayım die aceleyle sapanı sol elle çekip, alışkanlık sağ elimi bırakmıştım. Neticede catal suratıma yapıştı, bi süre yüzümde "Y" harfiyle dolaştım.