valibey adlı kullanıcının mesajları

    Bu şekilde olduğunda an itibari ile maliyeti ne oluyor acaba, güzel olmuş smile.png




    son yazılan mesajları okuduğumda; konunun dürbünü komple sabitleyip hiç ellemek gibi algılandığı fikri oluştu bende..


    Oysa optik merkezi rüzgar turretlerine yapacaksınız..


    Diğer alt-üst turretini elbette oynayabilirsiniz, ki dünya üzerinde yerçekimi olduğu müddetçe alt-üst doğrultusunda bir optik merkezden hakikatte söz etmek mümkün değil..


    çünkü attığımız şey aşağıya doğru düşüyor ;)


    ama sağ sol ayarı öyle değil işte.. aşağı da düşşe hep X ekseninde aynı doğrultuda bir çizgide kalıyor attıklarımız..



    optik merkezden esas kasıt; sağ-sol(rüzgar) turretlerini bahsi geçen şekilde ayarlayıp mümkünse ellememek, dotları kullanarak atış yapmak ..



    Aşağıdaki çizimdeki yeşil renkli alanda farklı mesafelerde optik merkeze (sağ-sol) alınmış (X EKSENİ) bir tüfeğin hiçbir turreti ellenmeden atışı ve düşüş noktaları..
    hiç bir ayarı ellemeden x ekseninde vuruş noktaları ile dümdüz bir çizgi çizebilirsiniz ;)



    (Dediğim gibi hangi mesafeden atarsanız atın X ekseninde bir yerlere düşecek ve yapmanız gereken alt-üst turreti oynamak ve hedefi bulmak kolay iş)



    • Diğer mavi çizim ise; optik merkeze alınmış ama bu sefer y ekseninde (alt-üst turretleri kapsamı) yapacağımız farklı mesafeler ile vuruş noktalarındaki farklılıklar.. Görüldüğü gibi Y ekseninde (alt-üst turretler kapsamında) optik merkez diye bir şey yerçekimi olduğu müddetçe mümkün değildir ,

    ve Y ekseni boyunca dümdüz bir vuruş çizgisi elde etmek için illaki her atışta ayar yapmak gerekiyor .. 8)





    (çizim, vuruş farklılıkları abartılarak çizilmiştir)



    airgunturk.com/attachment/21058/

    İnsan gibi taşımıyorlar ya.

    mazaret değil ama..
    ki bende şikayetçiyim.



    Ama orda çalışanların yerine kendimi koyuyorum, asgari ücrete hamallıktan başka bir şey değil yaptıkları..
    Adam gittiği yere kadar diyor muhtemelen.. Kaybedeceği ortada..


    Şirketler çalışanlarını önemsemedikleri müddetçe, çalışanlar da şirketlerini önemsemezler..


    Çok adam gördüm, yerdeki sağlam anahtarı, cıvatayı eğilip almak yerine; bir tekme atıp başka yerlere yuvarlayan ..


    Kalite uzaklarda değil ama, özveri istiyor işte..
    Ama genelde ;işyeri-çalışan ilişkilerinde özveri yerine sömürü kavramı daha makbul ve geçerli olduğundan, yaptığımız işler günü kurtarmaktan öteye gitmiyor galiba..



    Nerden tutsan pis.
    Olan son kullanıcı-tüketiciye oluyor..

    çok entersan hayvanlar..


    Bir belgeselde, domuzdu galiba, bir sürü yarasa canlı canlı uyur iken, artık yiyiyorlarmıydı , kanını mı emiyorlardı, hayvanın bunlardan hiçbir haberi yok şekilde uyyuyordu..


    Orada belirtmişti galiba, avlarını uyuşturan bir maddemi salgılıyorlarmış dişleri ile bişeyler diyorlardı..


    Değişik canlılardan biri :)

    güç ayarı tüp boşkenmi yapılmalı? yoksa farketmezmi?

    Bu aşamada henüz hava ile temasımız yok,


    hava; taaaa çekiç yayının hemen önündeki çekicin önünde kalan boşlukta, tüpe bağlı hava valfinin hemen arkasında :)


    montaj sırası;
    güç ayar vidası - çekiç yayı - çekiç - valf - tüp - havada buralarda bir yerde

    (sizi kastetmiyorum, siz yazdığınız için sizden alıntıladım)
    ............................



    • Bahenelerimiz ne olursa olsun, özgürce yaşamak (!) için disiplin ve kurallar şart.. maalesef.


    • Disiplinli (ciddi kuralları-yaptırımları olan) bir hayat salt yasak olarak algılanamayacağı gibi,
    • Disiplinsizlik (kuralsızlık) de gerçek anlamda özgürlük değildir..


    • Hatta düzeni-hayatı korumak anlamında koyulan ve bizim yasak dediğimiz tüm yaptırımlar belkide özgürlüğe açılan birer kapıdır.


    Doğru yerden bakmak lazım.




    :!:Şoförken yayalara yanan yeşil ışığa kızan adam, yaya halde trafikte dolaşırken eğer samimiyse yine kendisi için yanan yeşil ışığa kızması lazım.. Aksi halde onun tüm başkaldırışı kocaman bir bencillikten başka bir şey değildir..




    .....
    ve en önemlisi;

    • Özgürlük: başkalarının yaşama hakkının başladığı yerde biter ...

    Böyle de güzel, alüminyuma normal bir şekilde boya tutturmak mümkün değil galiba bildiğim kadarı ile..


    Vallahi süper olmuş.. Tekrar ellerine sağlık Murat Hocam.

    Bence Zoraki çıktığından beri yapılan bütün uğraşlar bu sizin yaptığınız gibi kullanışlı bir şeyi yapma gayretiydi..
    en nihayet siz halletmişsiniz Murat hocam..


    Pratikliği burdan bile belli oluyor da, ama ondan öte bence fazlası ile yakışıklı olmuş ..



    Benim nacizane önerim o beyaz boruyuda siyah yaparsanız bence kusursuz güzel bir çalışma olacak, ellerine sağlık.

    Memlekette hükümet bile kurulmamış henüz, ve paranın en kıymetli olduğu anlardan biri.
    Bünyesinde 3-5 TL'lik plastik barındıran bir dipçiğe 150 TL vermek akıl kârı değil, bence.


    ki adı üstünde zaten Zoraki bir tabanca, ama canımız dipçikli bişey ile atış yapmak isterse tüfeklerimiz ile atarız ;)

    yada değişime giden namluları kesip mod25 e uyarlıyor olabilirmi :)


    şaka bir yana, hatsanın en çok namlu problemli yada genel olarak problemli ürünü olarak mod25 ilk sıralara çıkacak gibi duruyor sanki..
    Ufak diye önemsemiyorlar mı ne ediyorlar. :)

    süper fiyatı abartı olmazsa bende alırım uzun süredir seri üretim dipçik bekliyordum kullanıcıların taleplerini dikkate almaları çok iyi olmuş

    Vallahi ben fazlasıyla beğendim. Piyasaya çıkınca tasarımın memnun edeceğini düşünüyorum. Fiyatı inşallah üzmez de ay sonu muhabbetleri olmasın...

    aynen tasarım olarak güzel duruyor, fiyatı da konuda geçtiği gibi uygun olursa herkes edinir herhalde..

    o zaman air stripper uzun mesafeli atışlarda silahın nişan kabiliyetini yükseltir ?

    Öyle dersek sihirli bir değnek gibi anlaşılabilir sanki :)


    yani iyi sonuçlar veren başarılı bir silahı daha iyi yapmaz belki ama, dediğim gibi namlu ucu crownu başarısız olan ve bu yüzden sıkıntılı sonuçlar veren bir silahta olumlu etkisi vardır dersek daha doğru olur belki..


    Mesela ben elimdeki eski bir yaylıya, evde bir el matkap ucu ile crown denemesi yapmıştım bir vakit, başarılı olmasını beklemiyordum, hatta namlu ucundaki crownu bozma çalışması desem daha doğru olur belki..
    sonuçları yakınen görmek istiyordum..


    Tüfek enteresan bir şekilde saçmalamaya başlamıştı, o güne kadar okuduklarımı canlı olarak görme fırsatım olmuştu..


    Bu anlamda namlu ucu, bir tüfekte hayati bir önem taşıyor, ve muazzam hassas bir iş..


    Eskiler ellerinde çiftelere ayar çekerken ufak bir çakı ile çentikler açarak, tekrarla atışlar yapıp deneye deneye uygun namlu ucunu oluşturmaya çalışıyorlarmış.
    Bugün ise buna özel çakılar var ve daha hassas işler çıkartılabiliyor bu sayede..


    İşte airstriper da burdaki hataları bi nebze olsun tolere ediyor.