valibey tarafından yazılan gönderiler

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.

    Ferhat abi valla elinden hersey geliyo maşşallah. Ellerine sağlık .

    Sen neymişsin be abi :) elinden gelmeyen iş yok maşallah... Harikulade olmuş tebrikler. :D


    Teşekkür ederim arkadaşlar, bişeyler deniyorum ara sıra.
    Bu arada sormayın; bu işsizlik ufkumu genişletti, :)
    aslında insanın sınırlarının olmadığı farkettim galiba..
    ve galiba vakti zamanında makina bakım yerine güzel sanatlarda okusam da olurmuş :thumbup:

    ....
    Ve zamanın diğer araçları ile dünya üzerindeki toplulukları toprak işgalinden ziyade; ilk önce..
    Borçlandırmak (bankalar v.s.)
    bizim buradaki çiftçilerin çoğu borçlanma sebebi ile, ellerindeki toprakları yabancı bankalara ya kaptırmış, yada kaptırmak üzereler..
    Aç bırakmak (ülke ekonomisine karışacak yaptırımlar v.s.)
    Dini-milli değerlerden uzaklaştırmak (tv. v.s. )
    yaptıkları beyaz propagandalar ile toplumun fertleri arasında ayrılık tohumu serpiştirmek.. (basın v.s.)

    ...diye giden bir sürecin arasında.. bu bahsettiklerimiz tohumlar, soyu kesik besin ürünleri ile toplumları-ülkeleri bağımlı bir hale etirmeye çalışmak..
    gibi bir sürü şey..

    mevcut dünya düzeni rant sistemleri üzerine kurulmuş..


    Bu Irak (bosna v.s) savaşlarındaki süreci izlediğimizde; ilk iş olarak, önce kadınların bile isteye hamile bırakıldığı, sonra insani yardım adı altında görev alan doktorlar aracılığı ile, onların kürtajının gerçekleştirilmesi..
    ve bu sayede kozmetik sektörünün en önemi ham maddesi olan insan ceninine bedavadan ulaşmak..

    muazzam bir rant var yani neresinden bakarsanız..
    savaş yada barış farketmiyor onlar için.. her koşulda dünyalık olarak baktığımızda kazanacakları bir sistem kurmuşlar..


    ve sayamadığımız, haberimiz bile olmayan bir sürü şey vardır daha belkide..

    Bu anlamda yapılacak en büyük şey ve en önemlisi toplumsal bağın, yani gerektiğinde milli irade'den oluşacak bir gücün oluşmasına engel olmayacak kadar birbirimize karşı sağduyulu olmak ve sevmek zorundayız..

    Ki dünyanın son dönemlerindeki manipülasyonlara baktığımızda bi anda gerçekleşen olayların temelinde belki o toplumun bireylerinin
    nasılda etkisizleştirildiği..
    istedikleri belli bir noktaya karşı öfke ile dolduruldukları..
    olmayacak hayallere kaptırıldıkları..
    dostu düşmanı ayırt edemeyecek feraset duygusunun, bu öfke beslemeleri ile ellerinden alındığına şahit oluyoruz.
    daha nice haller..


    Uzun lafın kısası.. Yaptıkları bütün oyunlara ve sistemlerine rağmen, eğer kalblerimizi birbirimize karşı öfke ile doldurmalarına izin vermez isek, inanıyorum ki Alah'ın izni ile kolay kolay bu vatan topraklarına ve onun güzel insanlarına bişey olmaz... diye düşünüyorum..

    diğer problemleri zaman içersinde sevgi ve mubabbet ile çözeriz, zaten elimizdekiler paylaştıkça çoğalmazmı :)

    konu açılalı neredeyse 6 ay olmuş.. oysa ilk defa bu akşam gördüm bu konuyu. halbuki forumda kaldığım süre uzun ama, enteresan :)

    Konuya gelirsek, yazılan bütün mesajlara baktım; arkadaşlar yazdıkları cevaplara;
    -özür dilerim.
    -kusura bakmayın
    -eğer yanlış anlamaz iseniz
    -yanlışım varsa aff ola..
    gibi ifadeler kullanarak giriş yapmışlar, diğerleride beğenmiş..


    Bu konu için yazdıklarınıda haklı olabilirsiniz belki; ancak bu haklılık konuya cevap yazanların suçlu yada kabahatli olduğunu göstermez bence..ayrıca bu öyle çok büyük sıkıntılar çıkaracak bir konu değildir diye düşünüyorum..Zira mümkün mertebe anlayışlı olmaya çalışmış insanlar..

    konu tüfekler, av, bu işi yapan gayri müslim olmayanların dikkat etmesi gereken hususlar..
    Olayın hepsi bu bana göre
    Ayrıca; eğer varsa aramızda gayri müslim arkadaşlar, onları sıkıntıya sokacak birşey söz konusu değil göründüğü kadarı ile, yani ben zannetmiyorum ki bu konudan ötürü cevap yazan arkadaşlarımıza kızacaklarını..

    çok önemlide değil aslında, silinebilir..ulaşılamıyacak bir bilgi değil nihayetinde..
    Ancak insanlar burda geçirdikleri vaktin çokluğundan dolayı, hayata ait diğer konularıda paylaşma ihtiyacı duyması bence normaldir..

    Konu siyasi olmamakla birlikte,ülke içinde ve dışında yaşayan vatandaşlarımızın aksini düşüneceğini hiç tahmin etmiyorum,ancak ürün boykotu sözkonusu olduğunda,bunun gerçeklik tarafı pek yok,zira şuan tükkettiğiniz her tavuk etinde,her yumurtada ve her ekmekte israil tohumu var,bunun aksi söz konusu olamaz,çünkü anaçlar sadece israilde var,buğday tohumlarının fertilitesi 2 nesil,yani ikinci nesilden sonra ürün almanız olası değil,ürün miktarını artırmak için,maalesef kendi anaç tohumlarımızı yok ettik,tüm dünyaya pazarlanan tohumlar israil kökenlidir,bu konuda hiçbir abartı yok,israil bu noktalardan nerdeyse sınırsız para kazanıyor.

    kısa vadede düzeltilecek şeyler değil ancak gündemde olmayacak şekilde bu noktalarda şimdiden önlem alındığını biliyorum

    hazır bahsi açılmışken bu konu çok önemli..
    vakti zamanında hesapsızca yapılan işlerin yanlış olduğu farkedildi ki muhtemelen, tohum bankacılığı diye bir şey var bi süredir..
    bu anlamda dağda, köyde, ücrada.. elinizde bozulmamış, saf tohumlar var ise.. ülke geleceği adına bu tohum bankaları ile irtibata geçmemiz gerekiyor; bu sayede şu vatan topraklarında yaşayacak olan gelecek nesillere güç versin,özgürlük versin bu proje..

    Varsa aramızda, bilen bilmeyen, olan olmayan bi şekilde çalışmalar yapılmalı.. ve ciddi bi şekilde üzerine düşmek lazım bu konunun..

    Ferhat hocam hem eser iyi olmuş hem de epik anlatımınız :) Keyifle okudum. Çok eski zamanlarda yaşamış bir kabilenin diliyle: şuku :)

    Çok Teşekkürler Samet Hocam, bir eğitimci olarak beğenmeniz beni mutlu etti açıkçası..
    Zira itiraf edeyim, dipçikten ziyade yazıyı toparlayıp, keyifle okunabilir hale getirmeye çalışmak daha çok yordu beni :)

    teşekkürler.. :thumbup:

    Yazacak birşey bulamadım şimdi abi :) İçimden sanatçımıza başarılar dilemek geçiyor harika olmuş (yazı ve dipçik ayrı ayrı güzel olmuş.) Bu arada atıcılığa karpuz kabuğu atarak başladığınızı bilmiyordum abi gayet egzantrik bir başlangıç olmuş :) (''karpuz kabuğundan jsb'ye'' isimli yeni eserinizi merakla bekliyorum. :)

    Yazıyı okurken ki hissiyatımı belirtmek istedim: Galiba birisi egede kesilen ağaçlara olan muhabbetinden ve bu duruma üzüntüsünden dolayı kendini bu kesilen ağaçlardan sanat yapmaya adamış ve bu yolda icra ettiği sanatı da ''Ağaçtan Sanata Doğru'' isimli kitabında kaleme almış. Neyse devamını da bi okuyayım. 8|

    :) eyvallah kardeşim..
    Senin de önerin ile ''karpuz kabuğundan jsb'ye'' adlı ironik bir makale üzerinde çalışmalara tez elden başlayacağım.. :thumbup:


    Ayrıca önemli bir husus olarak tüm arkadaşlarıma belirtmek isterim ki;
    bu çalışmayı beğendiysen, lütfen sanata ve sanatçıya destek için herkes 1 adet sipariş verirse sanki güzel olur.. (Sanat ticarete bu kadar da alet edilmez ki 8o )

    Teşekkürler, sevgiyle..

    Sanatçı; bu esere 2014 yılı temmuz aylarında başlamıştır.. ''Ülkedeki malum yaz sıcaklarının en baskın olduğu bir dönemde, yağmurun az oluşunu, ve bunun nedenlerini kendi iç dünyasında keşfetmek adına yaptığı bir yolculukta denebilir aslında bu çalışmaya,..'' diye ifade etmiştir..

    Üstad bu çalışmasında; özellikle bilinçsiz ağaç kesimlerine dikkat çekmeye çalışmış,
    ve dönemim en değerli kabul edilen, Ege'nin en güzel ormanlarının yavaş yavaş yok edilip, yerine yazlık diye tabir edilen kısa süreli konaklama alanları ile doldurulmasını hatırlatmak gayretinde olduğunu, daha öncede birçok kez dile getirmiştir..

    Ortaya çıkan eser için; ''21. yy.'ın en önemli olmasada, kendi iç dünyasına göre değerlendirdiğinde, son derece muazzam bir eser..'' diye tanımlayan, son dönemim en modernist ve hatta tutucu, belki minimalist sanatçılarından olan I. Valibey..

    Bundan sonraki çalışmaları için; ''herşey olabilir..'' diye kısa bir açıklama yapmakla yetinmiştir sadece..

    Çocukluğu bir apartman katının 5.katında geçen sanatçının, bu dönemlerde 5. kattan aşağıya arkadaşlarının kafasına karpuz kabuğu atıp, sonra saklanması ile ortaya çıkan ve bugün çok popüler olan bir akımında temsilcisi olduğu düşünülür..

    Zira bu eserinde de, bahsettiği gibi çarpık yapılaşmaya dikkat çeker iken;
    aynı zamanda bir tabancanın nasıl bir tüfeğe dönüştüğünü, aslında bunun ne büyük bir çelişki olduğunuda sessizce ifade etmektedir.

    Zira 40*20 boyutlarındaki ender bulunan kayın ağacı üzerine yaptığı bu çalışmada, bir tabancanın nasıl tüfek gibi kullanıldığını gösterirken; eser üzerindeki çarpık kıvrımlardan da farkettiğimiz gibi.. Her fırsatta dile getirdiği çelişkiyi, tekrar gözlerimiz önüne sermiştir..
    Dipçiğin her köşesinde oval yapılar ile ne tarafa doğru gittiği belli olmayan bir çizgiyi göstererek, aynı zamanda toplumdaki çift kişilikli, saldırgan ama bunu belli etmeyen bir topluluğun olduğunada dikkat çekilmiştir..
    ve görüldüğü üzere aslolanın liyakat olduğunu hatırlatmak gibi çaresiz bir derde de düştüğü görülüyor eserin bazı bölümlerinde zaman zaman..

    Son olarak sanatçı;
    ''aslında tüm bu öngörülerin ve analizlerin bir bahane olduğunu ve esas maksadının ülkede asgari ücret sınırlarında bir gelirle hayatlarını devam ettirmek zorunda kalan diğer sanatçı arkadaşlarım adına bir haykırıştan başka bişey değildir..'' de demiştir, konuşmanın bir bölümünde :) (cümleyi toparlayamadım )

    Ancak herşeye rağmen ümidin kaybedilmemesini savunan sanatçı, eserin uç kısmında bu durumu düz bir hatla göstererek..İçimizdeki yaşama sevincine ve mücadele gücüne de dikkat çektiğini görüyoruz.

    Kimbilir.. 8|


    :D
    (ne çok şeyi kastetmiş adam, alt tarafı bi dipçik) :)


    tamam hadi çok uzadı, :) vazgeçtim..
    Zoraki için bi dipçik çalıması yapmıştım Emrah arkadaşımız için, henüz bitmedi ama paylaşmak istedim..
    Teşekkürler :)

    eyvallah hocam ;
    ama bence Diyanet İşleri Başkanı, müslümanlar kardeşi tarafından katlediliyor derken ''sürç-i lisan'' eylemiş..

    Zira ''kardeşini aldatan bizden değildir.'' diyor Allah Resulu, ki bi başka müslümanı öldürenin İslam'dan-müslüman olmaktan ne kadar uzakta olduğu bu pencereden bakınca ortadadır bence..

    Belki; kardeş yerine ''islamdan uzaklaşmış-kopmuş müslümanlar'' diye bi ifade kullansaymış daha yerinde olurmuş kanaatimce..

    peki öyle olsun :) ama sizinde hakkınızı yememek lazım, ki foruma ilk üye olduğum zamanlarda, hatırlıyorumda çok güzel paylaşımlarınız vardı.. :)

    hatta yine bekleriz , sizler paylaştıkça keyifle seyrederiz hocam..

    Alıntı

    shooter54 Hatta geçmiş tarihte karlı tipili bir A takımı buluşmasında Hüseyinle birlikte 60 metreden gez göz kola kutularına taklalar attırmıştık.


    ama işin bu kısmı peletten ziyade, sizin atıcılık kabiliyetinizi gösteriyor hocam :D