Consultant adlı kullanıcının mesajları

    Benchmade sequel 707,ilk ve tek çakım,3 yıldır sürekli cebimde durur,çiftlikte zorda kalıp 300 kg lık danayı kesip yüzmüştüm bununla,kabzası fil dişi.

    Elimde bulunan 1. Mecidi nişan takımının resimlerini,siz değerli dostlarımla paylaşmak istedim.


    Geçtiğimiz günlerde 100. Yılını doldurduğumuz bu değerli zafer dolayısıyla ecdadı anmanın bir yolu olarak,bu nişan takımı hakkında ufak bilgiler sunmak istiyorum.


    1851 yılına kadar Osmanlı döneminde,askeri ve siyasi başarıları mükafatlandırmak,daha sonra ki dönemlere göre madalya ve nişanlarla olmuyordu,bahsi geçen yıldan sonra Sultan 2. Abdulmecid,ferman eşliğinde darphane-i amire ye emir vererek,şuan anki adıyla mecid-i nişanı olarak anılan nişanları yaptırtıp,askeri ve siyasi başarıları mükafatlandırmak istedi,bu gelenek cumhuriyet dönemine kadar sürmüştür.


    Mecidi nişanları kendi içinde 5 sınıfa ayrılmıştı.
    1.derece nişandan 50 adet
    2. Derece nişandan 150 adet
    3.derece nişandan 800 adet
    4.derece nişandan 1000 adet
    5. Derece nişandan ise 3000 adet yapılmıştır
    Toplam 5000 adettir.


    1. Ve 2. Dereclerden ayrıyetten şemse diye tabir edilen ve sağ göğse takılan oldukça büyük ayrı bir nişan ilave edilmiştir.1. Derece nişanlar üst düzey rütbelilere padişah tarafından takılırdı.


    resmini eklediğim 1. Derece mecidi nişan takımı Sultan Abdülhamit han zamanında imal edilmiştir.



    sadece 5. Derecelerin göbeği gümüş,diğer nişanlar altından imal edilmiştir.

    bence kriterin öncelikle maaliyet olsun,zira coaxial helikopterler(çift ana palli) 4 basit kanaldan oluşur,motorları fırcalıdır,dusuk voltajlıdır,yanı kavrayabilecegın bır model grubudur,o yuzden ne kadar ucuz o kadar ıyı bence,en kalıtelısı atıyorum 6 dk ucar,en kalıtesızı 4 dk ucar,en kalıtelısı 3-5 ay kullanılır,en kalıtesızı 3-5 hafta,bu tur modeller,helının baslangıc sevıyelerı oldugu ıcın secım tamamen sana kalmıs



    ama pro bır 6 kanal alacak olursan ılerde,o zaman enıne boyuna,marka performans dayanıklılık akrobası gıbı seceneklerı kıyaslarız hep beraber

    Öncelikle yazacaklarım hiçkimseyi zan altında bırakmak ya da cevap hakkı doğuracak şeyler değil,ancak genede ifadeler sadece kelimelerle olduğu için,gerekli duyguyu anlatmayabilir o yüzden şimdiden özür dilerim



    konu aslında insan sağlığı açısından da zararlı şeylerin nasıl dinimizde yüzyıllar önce ifade edildiğini bir nebze açıklamak baabında faydalı olabilir


    şöyle ki domuz çift tırnaklıdır ancak dışkısını tüketir,bazı helal kılınan hayvanlarda da bu söz konusu ancak çok aç kaldıklarında bu eyilime girerler,avcı hayvanların hepside haram kılınmıştır ve tabi buna leş tüketenler dahil


    düşünecek olursak bu tür hayvanların beslenme tarzı,çok farklı bakteriyel etkenlerin insan midesi için zararlı olduğunu ifade eder.


    sadece otçul hayvanlar ve deniz ürünleri bu konuda helal kılınmış,ancak denizde yaşayan varlıklar karada yaşayanların sanıldığının tersine yüzlerce kat üzerindedir,çok farklılık gözetirler,


    levrek mesela avcı bir balıktır,ancak. Eti tüketilir,deniz ürünleri hakkında bu konuda yeterli bilgiye sahip değilim ama küçük bir anımı paylaşmak isterim


    Dedemin babası istiklal gazisiydi,trablusgarb ve çanakkale savaşlarında da bulunmuş,arapçayı çok iyi bilir ve kuran-ı kerimi okuduktan sonra bize türkçe anlatırdı,bu konu bahsi geçtiğinde"oğlum haram ve helal senin niyetinle doğrudan ilgilidir,belirli hayvanların eti yenmez ama denizden babam çıksa onuda yerim der tebessüm ederdi




    sdece bir rivayet olarak algılayın,paylaşmak istedim



    Konunun özü bu kesinlikle,toplum olarak tüketmeye alıştırıldık,üretmekten ziyade,eskiden tohumu 1 ekerdin 3 çıkardı ama helaldi ve bize yetiyodu ama şimdi kolaylaştırmak ve birim maaliyeti düşürmek kılıfında bize bir sürü üzeri boyalı seçenek sundular ve aldatıldık


    sağ duyu ve birlik,bu işin üstesinden gelmemizi sağlar,sonuçta geçmişimizi bilen insanlarız,yol haritası belli aslında

    Aslında konuyu sadece tarımsal ürünlerle sınırlandırmamak lazım,hayvansal proteinler içerisinde %43 lük bir kısmı tavuk ve yumurta oluşturuyor,şu kadar net,bugün anaçların ithali kesilsin en fazla iki ay sonra hiçbir yerde yumurta ve tavuk eti bulamazssınız


    ama bu sadece türkiye için değil,tüm dünya için geçerli,dünyanın en güvenilir kasalarında ve israilde muhafaza ediliyor bu anaçlar,fertiliteleri o ülkeye bağlı,tabi olağanüstü bir rant sağladığı içinde üretilmeye devam ediliyor


    biz ne zaman köyden koptuk,işte o zaman bağımlılığımızı kendimiz oluşturduk


    ha diyceksiniz ki arkadaş bu kadar üfürüyosunda,bu durum bu kadar bu kadar kötü olamaz,bunun bi çıkarı olmalı



    çıkarı,beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek,şuan ekonomik durumu çok iyi olan insanlar,doğal ürünleri tercih ediyorlar,biraz pahalı,çünkü bir tarafta 5 ayda tüketilebilecek doğal piliç var,diğer tarafta sadece 35 günde tüketilebilenler


    çok kısa bir örnek vereyim,1997 yılından bu zamana kadar ki,insanlarımızda oluşan kısırlık,tam olarak 20 kat artmış,kökeni,tüketilen ve testtesteron,östregen, dengesizlikleri içeren ürünler,eğer bir ürüne somatotropin yani büyüme hormonu yada geni verecekseniz,o ürünün üremesini. Engellemeniz lazım ki,rant sağlasın



    tablo sanıldığından daha vahim,ama benim tecrubelerime dayanarak nacizane tavsiyem,çocuklarınızın beslenme alışkanlıklarını değiştirin,hem israil gibi tüm insanlığın baş belası olan bir ülkeye karşı ve hemde kendi aile bireylerinizin gelecek nesillerine karşı


    bu arada bahsettiğim üreme konusu,gdo içeriğinin sadece buzdağının görünen kısmı.

    Konu siyasi olmamakla birlikte,ülke içinde ve dışında yaşayan vatandaşlarımızın aksini düşüneceğini hiç tahmin etmiyorum,ancak ürün boykotu sözkonusu olduğunda,bunun gerçeklik tarafı pek yok,zira şuan tükkettiğiniz her tavuk etinde,her yumurtada ve her ekmekte israil tohumu var,bunun aksi söz konusu olamaz,çünkü anaçlar sadece israilde var,buğday tohumlarının fertilitesi 2 nesil,yani ikinci nesilden sonra ürün almanız olası değil,ürün miktarını artırmak için,maalesef kendi anaç tohumlarımızı yok ettik,tüm dünyaya pazarlanan tohumlar israil kökenlidir,bu konuda hiçbir abartı yok,israil bu noktalardan nerdeyse sınırsız para kazanıyor.


    kısa vadede düzeltilecek şeyler değil ancak gündemde olmayacak şekilde bu noktalarda şimdiden önlem alındığını biliyorum