canmin adlı kullanıcının mesajları

    Genelde İzmir grubunun fotoğrafçılık işlerini ben yapıyorum, ama bu sefer bir amatör fotoğrafçı olarak çok daha güzel karelerle karşınızda olacağım. Umarım beğenirsiniz.
    Buluşma tarihi bu pazar yani 11.01.2009 olarak kesinleşti diye düşünüyordum ! ! !

    Osman kardeş, ben her ne kadar epey bir şişe getiriyorsam da, sen buluşmaya gelirken yine de bizim fabrikanın ordan kalan şişeleri alıver. Malum senin silahlara şişe dayanmıyor. Sakın yanlış anlama, arada bir bizde şişe vurmak istiyoruz ondan.

    Merhaba arkadaşlar.


    Benim tüfeğimden de çıkan pelletlerde yiv set izleri son derece hafif. Yani fazla belirgin değil. Hatta baş kısmında nerdeyse hiç iz yok. Eteklerde ise çok düzgün ama kesinlikle derin olmayan izler var. Önceleri bu durumdan bende şüphelenmiştim. Fakat tüfeğimin yayını değiştirmek için dağıttığımda namlunun içine bakabildim. Yivler derin değil ama çok temiz açılmış. İsabetliliği ise bence muhteşem ötesi, tabi benim çapıma göre. 10 metreden ayar yaparken en fazla 1cm grup oluşuyor. Hatta 10 metreden kibrit çöpüne bile rahatlıkla isabet edebiliyorum. 25 metreden çok kolaylıkla 10/9 sonuçla rakı şişesi kapagını vurabiliyorum. 50 metreden de 10 atıştan 8 i isabetli olarak soda şişesini patlatabiliyorum. Tabi bunları dürbün ile destekli olarak yapabiliyorum. Yani diyeceğim şu ki, namludan çıkan pelletlerin böyle olmasına rağmen gerçekten bu sonuçları alabiliyorum. Hem de oldukça istikrarlı olarak. Kısa bir süre önce bize katılan yeni bir arkadaşımızın hw97k sı ile bir kaç atış yaptım. İsabetlilik konusunda, hiç abartmıyorum, kendi tüfeğimden pek bir farkı yoktu. Silahın sahibi de benim tüfeği denedikten sonra şaşırarak aynı şeyleri söyledi. Onunki sadece benimkinden az biraz daha güçlüydü. Bu denemelerde crosman hollow point ve gamo magnum pelletler kullandık. Ben bir aralar yastığa atılan pellet üzerinde ki yiv set izleri konusuna kafamı çok takmıştım. Hatta namlu içinin, yani setlerin eridiğini bile düşünmüştüm ! ! ! Ama bir tüfek kendimce bu tür isabetlilikleri ve istikrarı verbiliyorsa, isterse namlusu kaval namlu olsun varsın, hiç önemli değil.


    Ha bu arada söylemeyi unuttum, benim tüfek Gamo CF30 5:5.

    Merhaba Arkadaşlar.
    Bu pazar yine İzmir Büyük Yamanlar'da buluşuyoruz. Başta İzmirliler olmak üzere bütün Türkiye'yi bekliyoruz.

    Diğer yabancı satış sitelerine ve forumlara Hatsan'ın tüp probleminden ve bu problemden dolayı Ölümcül sonuçların ortaya çıkabileceğini anlatan bir yazı yazılabilir. Belki Hatsan yerli kullanıcıları pek dikkate almıyor olabilir ama yurtdışından da iadeler gelmeye başlayınca ve siparişler iptal olunca bazı düzeltmelere giderler.


    Laf ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.


    + 1 Canmin


    Kesinlikle Tespitlerinize katılıyorum, Hala bir tüp patlamış diye bir şey olmaz diyenler var, inanılır gibi değil, bu yazıların ardından bu yazıları son harfine kadar okuyupta AT44 almış olanları biliyorum, bu kadarmı vurdumduymaz olunur, illaki birinin ölmesimi gerekiyor,


    Dün ofise Cahit Kaskin geldi, ve onuda Webley Raideri konusunda uyardım, "Aman cahit o silahı kullanmaya devam etmeyi düşünüyorsan, mutlaka tüpünü boşalt ve kafalarını söküp içini ve O Ringlerini bir kontrol et" dedim, Biraz önce kendisinden PM aldım, altta yayınlıyorum.




    Sayın xf7er, bence bu teklifiniz oldukça insani bir yaklaşım, uygulanmasında da kesinlikle hayır olabilir. Bu güzel... Fakat uzun vadede yine çözüm değil bence. Çünki Hatsan, belki bu meseleye bir iyileştirme getirecek ama, bilmesine rağmen daha henüz ortaya çıkmamış olan diğer kusurların üstüne yatarak satışlarına devam edecek. Bir sonra çıkartacağı modellerde de mutlaka başka arazlar söz konusu olacak. Peki, bizler her seferinde onun yaptığı hataları düzeltmekle mükellef bir toplulukmu olacağız ? Hatsan bizim babamızın oğlu değil, artı bizden kimseye de kişisel bir hayrı ve faydası da yok. Hal böyleyken, neden o zaman bu bizim üzerimize vazife oluyor ? Hatsan şu anda ülkemizde havalı silahlar üretimi konusunda Tekel gibi. Onun için de istediği gibi düdüğünü çalıp, boş meydanda at koşturmanın vermiş olduğu rahatlıkla keyfini sürüyor.


    Bence onun bu rahatlığı ve vurdum duymazlığı, iç pazardaki rakiplerin boy gösterebilecek bir şekilde ortaya çıkması ile bozulur. Yukarda ki yazımda da bahsettiğim gibi, eğer diğer yerli üretici firmalara da, ürünlerinde ki kusurlarla ilgili geliştirici tavsiyelerde bulunursak ve onlar da üstalarımızın tavsiyeleri konusunda bizlerle gerçekten iş birliği yaparlar ve bu da tarafımızdan tespit edilirse, bu onlar için de çok iyi bir reklam olacaktır. Dolayısı ile satışlarında gözlenen artış, Hatsan'ın pazar payının küçülmesine neden olacaktır. Tabi ki bu da Hatsan için Alarm zili niteliğini taşıyacaktır. O zaman mecburen, rekabetten dolayı ya ürünlerinde ki kalite çıtasını yükseltmek zorunda kalacak, yada güçlü ve ezici bir reklam kampanyasına girişecek. Eğer ki tüm havalı silah siteleri birleşerek bu uygulama adına Hatsan'ı banlarlarsa, işte o zaman yurtiçinde yapabileceği tüm reklam kampanyaları girişimleri başarısız olacaktır. Ayni Laylaylom müziğe Türkiye genelinde, internet üzerinden uygulanan ve tüketici başarısıyla sonuçlanan anti kampanya yaptırımında olduğu gibi. Zira ben bu sitelerden daha aktif ve güçlü reklam konusunda etkin olabilecek başka platformlar düşünemiyorum. Benim aklımın yettiğince, belki bu bir çözüm olabilir diye düşünüyorum.




    Sayın Mustafa bey, dediğim gibi bizim milletimiz gerçekten çok enteresan. Kişi bunun böyle olduğunu bile bile, sanki inadına gidip o üründen satın alıyor. Bunun üzerine ben epey bir kafa patlattım. Ya havalısilah sitelerindeki önerilere yanlı olduğunu düşünerek rabet etmiyor, ya yazılanları bu hobide yeni olduğu için anlamayıp kafası basmıyor, yada ekonomik sıkıntılarından dolayı tercih ediyor. Son şıkın haricindekiler bizler tarafından bir şekilde helledilebilir. Fakat en son olasılık, satın almada fiyat ve yorumları bizim reklamlarımızdan gördüğü için tercih sebebi oluyor. Silah satan dükkanlara gidildiği zaman, zaten hiç biri Hatsan tüfekleri tavsiye etmiyor. Diğer yerleri bilmiyorum ama, bu durum en azından İzmir ve çevresinde böyle.


    Önceleri bu durumun, zihniyetle ilintili olabileceğini düşündüm. Doğrusunu söylemek gerekirse bu tezin içinden çıkamadım... Varsayalım ki bu böyle. O zaman işimiz çok daha zor olur kanaatindeyim. Zira bu saatten sonra insanların zihniyetlerini değiştirebilmek, deveyi hendekten atlatmaktan da zor olsa gerek. Olsa bile, bunu görmeye bizim ömrümüz yetmez. Bu zaman zarfında da Hatsan, bu güzelim hobiden bir sürü insanımızı soğutup köşeyi dönmüş olur.


    Bence bu noktada birlik olarak, isabetli tespitleri yapıp fikir üretmeliyiz. Yoksa aynı hamam aynı tas misali bu devran böyle sürüp gidecek...

    Mustafa beyin cagrisina uyalim.


    Hatsan At44 satın almış arkadaşlar silahınızın tüplerini iade edin !


    Arkadaslar bu konuda Mustafa abinin cagrisina hep birlikte cevap verelim!
    Gelin tum AT44 kullanicilari tuplerimizi birlikte HATSAN a iade edelim ve hakkimiz olan standartlara uygun test onayli tup talebinde bulunalim.
    HATSAN da iyi niyetliyse bu talebimize olumlu yanit versin ve tup dizaynini degistirsin.
    YADA BIZ HATSAN SAYFASINI KAPATALIM.


    Sayın arkadaşım, bu hatsan sayfası asla kapanmaz. Nedeni ise, biz son derece enteresan bir milletiz. Bu hatalı silahlardan dolayı bir kaç kişi ölse bile, yine de bana bir şey olmaz deyip bunlardan alacak olanlar mutlaka çıkar.


    Bir diğer husus da, reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya hani, kimbilir Hatsan'ın sahipleri ne kadar seviniyordur. Her halde bu ve diğer sitelerde, kendileri ile ilgili yazılanları ( Reklamları ) para ile yaptırmaya kalksalardı, epey külliyetli miktarda bir servet öderlerdi.


    Benim anlayamadığım başka bir konuda şu. Forumlarda Hatsan ile ilgi yazılanlarda, genel olarak olumsuz bir eleştiri yığını hakim. Fakat büyük bir çoğunlukta bunu, Hatsan bir Türk üreticisi olduğu için, iyileştirmeye yönelik bir kritik olarak kabul ediyor... Bir türlü kavrayamadığım konu, işte bu noktada odaklanıyor. Çünki, bu denli yapılan tüm eleştirilere rağmen, bu firma, tutumundaki ısrarcılığını hala sürdürüyor olmasına rağmen, neden hala daha Hatsan'ın reklamı yapılıyorda, iyileştirme adına diğer Türk üreticileri, örneğin Torun, Kral, Vursan, Eser gibi yerli firmalar için yapıcı kritiklerler üretilmiyor ? Eğer bu işde ki mantık buysa, o zaman niçin bu kuruluşlara üvey evlat muammelesi yapılıyor ? Adlarından söz ettiğim bu markalar için, bu kadar iyileştirmeye yönelik yapıcı kritikler yapılsaydı, her halde bunlar dünya pazarlarında aranan markalar arasında olurlardı. Eğer bu ve diğer siteler Hatsan adını banlasalardı, bakın o zaman ticari zihniyetlerini ve üretim politikalarını nasıl değiştirirlerdi. Esasen bizler burada bu tutumumuzla, aman Türk firması kazansız, aman yıkıcı olmayalım diyerek, bedava yaptığımız reklamlarıyla, Hatsan'ın ekmeğine hiç de hakketmediği balı sürüyoruz. Tabi ki onlarda, zaten amaçlarına ulaştıkları için, " Bırakın fukaraları, yazsınlar istediklerini " diyorlardır. Bence pek de haksız sayılmazlar. Zira, bu işten anlayan, bilen, onca insanlar haklı olarak, negatif yorumlarını yazmalarına rağmen, yine de bizim vatandaş çıkıp " Abi, ben Hatsan alcam " diyebiliyor. İşte Kemalpaşa'lı bu firma, insanımızda ki zaafmı desem, fakirliğimi desem, onun adı her neyse, bu zayıf noktayı çok iyi yakalamış ve sonuna kadar da kullanıyor. Hemde arkasına bizler gibi bir sürü dev reklam şirketlerini almış olarak.


    Bence bir üretici firmanın en güçlü yaptırımcısı tüketicisidir. Bu güne kadar diğer kuruluşlara haksızlık ederek, sadece Hatsan'a iyileştirme adı altında yaptığımız girişimlerden vaz geçmeliyiz. Çünki bu olumlu bir sonuç vermemiştir ve denenmişi tekrar denemenin akıl karı olmadığı da aşikardır. Hep birlikte kafa kafaya vererek, bu işe başka bir çözüm üretmeliyiz. Madem hepimiz bu vatanı ve bu vatanın fabrikalarını çok seviyoruz, o zaman daha farklı yöntemlerle, ülkemizin adını kötü mamulleriyle yurtdışında karalayan ve bundan dolayıda bizleri çok üzen, utandıran, Türkler olarak gururumuzun incinmesine neden olup canımızı sıkan bu kuruluşu, dize getirmenin yollarını bulmalıyız. Çünki halkın tüketicisinden daha güçlü hiç bir üretici olamaz.


    Birlikte çözemeyip, başaramayacağımız hiç bir konunun olabileceğine ben şahsen inanmıyorum. Eğer düşüncelerimde yanlışsam, lütfen burada düzeltilmesi için beklyorum...


    Saygılarımla.

    Evet bende yaylıcılardanım. Hiç bir zaman da pcp almayacağım. Çünki havalı tüfek benim için tabiat ile bir bütün. Ben ve küçük grubumuzdaki arkadaşlar, dağlarda orman içlerinde gezinmeyi çok seviyoruz. Beğendiğimiz bir yerde durup, orda atış yapmak en büyük zevkimiz. Bu açıdan bakıldığında pcp hürriyet kısıtlayıcı. Tüp hammaliyesi de Çin işkencesi gibi bir şey. Tabi ki işin bir de tehlike boyutu var. Her ne kadar ithal tüfeklerde emniyet bakımından sorun yok deniyorsa da, bunun düşüncesi bile insanı huzursuz etmeye yetebiliyor. Neticede bunların hepsi kul yapımı. Hiç bir hobinin insan sağlığı ve de insan yaşamından daha önemli olabileceğini düşünemiyorum. Ayrıca bu tüpler, hiç bir bakkal ya da bizim köşedeki karpuzcuda, malesef doldurtulamıyor. Tüpün havası bitti diye, haydi bakalım işini gücünü bırak, bu sıcaklarda İzmir kazan ben kepçe tüpçü ara. Yani bu işin bir de eziyet yanı var. Pompa olayı da bizim gibi moruklar için zaten olacak iş değil. Bir de rahatına düşkünlük söz konusuysa, o zaman hepsi hikaye.


    Grubumuzda Diana kullanan bir arkadaşımız, sitelerde yazılanlardan özenip, bir Rider tüfek aldı. Yeni tüfeği ile Büyük Yamanlar'da ki ilk buluşmamızdan sonra, silahı lise ikinci sınıfda okuyan yeğenine hediye etti.


    Saygılar...

    Çıkan bir aksilik yok. Sadece atış yapacağımız yer seçeneklerinden birisini eledik o kadar. Yarın hepimiz 10:30 da Bostanlı vapur iskelesinin önünde buluşuyoruz. Mangal, atış, eğlence herşey var. Unutulmayacak güzel bir gün bizi bekliyor...