Serdar102 adlı kullanıcının mesajları

    O CESUR YÜREKTE YÜZLERCE ASLAN YATAR

    Anadolu dört bir yandan kuşatılmıştı

    Ordular dağıtılmıştı, silahlar toplanmıştı

    Halk, çaresizdi, mal, can emniyeti yoktu

    Her yer karanlıktı, göz gözü görmüyordu

    Anadolu düşman çizmesi altında eziliyordu.

    * * * *

    Ruslar, 1914 yılında Anadolu'ya girdi ve Erzurum'u kuşattı

    Enver Paşa başarılı olamadı

    Ruslar, Erzurum, Muş, Bitlis ve Erzincan'ı ele geçirdi

    200 bin kişilik Rus Ordusu yenilmezdi

    Mustafa Kemal dediler, az bir kuvvetle Rusları durdurdu, dediler

    Mustafa Kemal adı kısa zamanda Anadolu'ya yayıldı

    Dillerde, gönüllerde Mustafa Kemal vardı

    O, karanlıkta bir ışıktı ve Anadolu ışığa koştu

    Dünya durdukça sönmeyecek bir ışığa, Mustafa Kemal'e koştu

    * * * *

    Anadolu'da Türk olmayan, başka milletlerden insanlar vardı:

    Ne Mustafa Kemal'i, kim bu Mustafa Kemal dediler

    Türk Halkı dedi: Sıra dışı bir komutan, mert, yiğit

    O cesur yürekte yüzlerce aslan yatar.

    * * * *

    Türk olmayanlar, Mustafa Kemal'i sevmeyenler, dedi.

    Bizim komutan Trikopis, İzmir'e geliyor

    Tilkiden kurnaz, kaplandan kavgacıdır.

    Mustafa Kemal'i Anadolu'dan söker, atar.

    * * * *

    Türk Halkı dedi: Yunan komutan Trikopis gelsin ve ne olacağını görsün

    Türk, teslim olmaz, köle olmaz, boyun eğmez, bunu bilsin

    Türk'e boyun eğdirmek isterken,

    Kendisi boyun eğmesin.

    * * * *

    Dünya tarihi boyunca pek çok millet

    Türk Milleti'ne boyun eğdirmek istemiştir

    Böyle bir şey mümkün olmayınca

    Dilini dibine çekip sessiz kalmıştır

    Baskı altındaki milletler, Mustafa Kemal Atatürk'ü

    Örnek alarak bağımsızlıklarını kazanmıştır.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım 28-8-2021


    --------------------------------------------------------------------


    KAHRAMAN MUSTAFA KEMAL

    Karşıdan bir atlı geliyor

    Bana selam veriyor

    Nereye gidiyorsunuz, diyorum

    Çanakkale'ye diyor.

    * * * *

    Yolunuz açık olsun

    Şansınız bol olsun

    Bileğiniz bükülmesin

    Sırtınız yere gelmesin.

    * * * *

    " Yolum açıktır, çocuk

    Şansımı kendim yaratırım

    Bileğimi bükecek çıkmadı

    Sırtımı yere getirecek doğmadı. "

    * * * *

    Kahraman bir savaşçısınız

    Göğsünüz madalya dolu

    Bu genç yaşta bu kadar madalya

    Dünya tarihinde görülmemiştir.

    * * * *

    " Yurduma saldıran düşmanlara karşı koydum

    Onlarla savaştım ve galip geldim

    Sence bu kadarı yeterli değil mi?

    Biz savaş oyununa daha yeni başladık. "

    * * * *

    Belli ki Çanakkale yeterli gelmeyecek

    Anladım Anadolu düşmanla dolacak

    Türk'ün özgürlük savaşı başlayacak

    Türk Bayrağı'nı göndere Mustafa Kemal dikecek.

    * * * *

    " Dur bakalım, aslanım, soluklan biraz

    Derin bir nefes al, kendine gel

    Az önce Türk Bayrağı dedin, Mustafa Kemal dedin

    Ben adımı söylemedim, beni nasıl tanıdın? "

    * * * *

    Ey gelmiş geçmiş en büyük kahraman

    Savaş meydanlarının yenilmez armadası

    Ben gelecekten geliyorum, seni nasıl tanımam

    8-8-2021 tarihinden sana nasıl ulaşamam?

    * * * *

    Ben her gün haykırıyorum Cumhuriyet diyorum

    Sizin kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti yıkılmaz diyorum

    Bunun için beynimi paramparça ediyorum

    Tarihin dipsiz karanlığında bir ışık arıyorum.

    * * * *

    Nice savaşlardan sonra, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuracaksınız

    Tarihe isminizi altın harflerle yazdıracaksınız

    Baskı altındaki milletlere örnek olacaksınız

    Mustafa Kemal başardı, biz de başarırız dedirteceksiniz.

    * * * *

    " Demek ki daha yolun başındayım

    Vatanımı savunarak dünyaya örnek olmalıyım

    Yenilmemeliyim, yenmeyi öğrenmeliyim

    Dünya durdukça ezilen halklara örnek olmalıyım.

    * * * *

    Benim adım Mustafa Kemal

    Cumhuriyet düşmanlarının yenilmez savaşçısıyım

    İçinde demokrasinin bol olduğu

    Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmaya kararlıyım.

    * * * *

    Her dört yılda bir seçim olmalı

    Halk, beğenmediği yöneticiyi değiştirebilmeli

    İktidarda olan yönetici oyları değiştirmemeli

    Beğenilmiyor ise, gitmeyi bilmeli.

    * * * *

    Türkiye Cumhuriyeti'ni genç beyinler yönetmeli

    Bu genç beyinler aydınlığa yönelmeli

    Çağlar ötesinden değil, gelecekten beslenmeli

    Karanlığı reddetmeli, geleceğe ışık yakmalı. "

    * * * *

    Ey büyük güç, ey büyük kudret

    İlkelerinin yılmaz takipçisiyim

    Bu ilkeleri insanlara ulaştırmada

    Işık hızındayım çünkü bunda kararlıyım.

    * * * *

    Mustafa Kemal atına bindi

    Bana el salladı

    Sonra görüşürüz, dedi.

    Çanakkale'ye doğru hızla uzaklaştı.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım

    GÜMÜLCİNE GÖÇMENİ 60 YAŞLARINDA AHMET BEY ANLATTI

    " Benim dedem Halil Çavuş Osmanlının son zamanlarında 21 yıl askerlik yapmış. Cephelerde savaşmış. İngiliz, Suriye'de arapları kandırırmış. Getirdiğin her Osmanlı askeri için, sana bir reşat altını dermiş. Arap askeri, Osmanlı askerini bağlayıp getirirmiş. İngiliz, araba altını verirmiş. İngiliz geri almasın diye, arap altını yutarmış. Sonra ingiliz Osmanlı askerini yüzükoyun boğazı raylara gelecek şekilde yatırırmış. Tren askerin üstünden geçermiş. İngiliz sonra kılıçla arabın karnını yarar, altını alırmış.

    Osmanlı askeri ile arap askeri cephede ingilize karşı savaşırken, arap, arkadaşı Osmanlı askerini siperde arkadan vururmuş. Mustafa Kemal Atatürk, bu durumu bildiği için, tayin olduktan sonra orduyu şimdiki sınırlara çekmiş.

    Halil Çavuş, Cumhuriyet ilan olduğunda en çok sevinenlerden biriymiş. Şu araplardan kurtulduk, dermiş. Daha uzun yıllar yaşamış. Öldüğünde oğlu 75 yaşındaymış. Ahmet Bey şimdiki gençler bunları bilmiyor. Bilseler yanlış akımlara kapılmazlar, dedi.

    " Bu anlattıklarınızı gençlere ve genç kalmasını bilenlere duyurmama izin var mı? " diye sordum. Ahmet Bey dikkatli bir şekilde gözlerime baktı. Başını salladı. İzin senin, dedi.

    " Söylediklerimi hatırlayabilecek misin? İstersen bir kağıt kalem al, yaz, "

    " Merak etmeyin, virgülüne kadar beynime yazdım. Eve gidince defterime de yazarım. Dünya durdukça insanlar bunları unutmaz ve yanlıştan uzak kalırlar. "


    Yazan: Serdar Yıldırım

    ÇANAKKALE'DE BEN VARDIM

    İster miydim Anadolu işgal edilsin?

    İster miydim ordular dağıtılsın?

    İster miydim padişah teslim olsun?

    İstemezdim, böyle olsun istemezdim.

    * * * *

    Anadolu harap, bitap bir haldeydi.

    Türlü katliamlar yaşanmaktaydı.

    İnsanımın koruyanı, kollayanı yoktu.

    Sonunda İngiliz gemileri Çanakkale'ye geldi.

    * * * *

    Alman komutan Liman Von Sanders Türk birliklerinin başındaydı.

    Tabyalar savunmasızdı, ateş hattındaydı.

    Düşman çok güçlüydü, kayıplar artmıştı.

    Siperler gerilere, daha gerilere çekilmişti.

    * * * *

    Ben geldim Çanakkale'ye insanlar beni tanıyorlardı.

    Liman Von Sanders bir cephe sana yeter mi dediydi?

    Ben hayır dedim, bütün cephelerin komutanlığını bana vermelisiniz.

    Dediğim aynen oldu, Çanakkale'de ben vardım.

    * * * *

    Geceleri uyku tutmazdı beni.

    Atıma bindiğim gibi dörtnal uzaklaşırdım.

    Düşman sabaha karşı nereden çıkartma yapar.

    Bunun planını yapar, önlemini alırdım.

    * * * *

    Çanakkale'de dört - beş gün uyumadığım olurdu.

    Bir gece saat iki sularıydı.

    Birliğime geri döndüm ve emrimi verdim:

    Conkbayırı'na beş yüz asker çıkarın, mevzilensinler.

    * * * *

    Aman komutanım, dedi, diğer subaylar.

    Orası kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdir.

    Ne gereği vardır orada beş yüz askerin.

    Bir asker bile gitmese daha doğrudur.

    * * * *

    Siz dedim, beş yüz askeri gönderin.

    Evet, dediler, gönderdiler.

    Sabaha karşı Anzaklar Conkbayırı'ndaydı.

    Ama ben de Türk Askeri'nin yanındaydım.

    * * * *

    Kılıcım sağ elimdeydi, tabancam sol elimde.

    Bütün bir gün savaştık can siperhane.

    Yıkılmadık, yenilmedik, galip gelen biz olduk.

    Kazanan biz, yenilen İngiliz oldu.


    Yazan: Serdar Yıldırım

    RESSAM VAN GOGH İLE SERDAR YILDIRIM

    Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarı Serdar Yıldırım ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ressamı olarak adı anılan Hollandalı Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akşam" adındaki tablosu satıldı. Yüzden kapı açıldı. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alıcı buldu. Van Gogh her pey sürüşte vay be, vay be dedi, durdu.


    Ben: " Sayın Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamın tablosu böylesine astronomik fiyata satılmadı. "

    Van Gogh: " Arkadaş, bilmem inanır mısın, ben birkaç tablomla birlikte bu tablomu da mahalle bakkalına bırakmıştım. Tanesine on gulden dersin demiştim. O zamanlar on gulden iki dolar ediyordu. Tabloları alan olmadı. Biri satılsa zeytin, peynir ve ekmek alacaktım. Zaman bana çok zalim davrandı. Yetenek var ama açsın, bırak Van Gogh'un aklı kaçsın. Çıldırmak işten değil. "

    Ben: " Sayın Van Gogh, siz ortaya çıksanız, ben bu tabloyu yapan ressam Van Gogh'um deseniz. Tablonuzu satın almak için, fiyat artıran şu dolar milyonerleri, size yüz dolar bağış yapmazlar. "

    Van Gogh: " Sen de abarttın ama yüz dolar vermezlermiş? Ben de elli dolar isterim. Vermezlerse intihar ederim. "

    Van Gogh müzayede salonunun orta yerine çıktı. Ellerini havaya kaldırdı. Kendini tanıttı. Salondakilerin ağzı açık kaldı. Doğru dediler, bu Van Gogh. Rica etsem bana elli dolar verebilir misiniz? dedi. Başlar öne eğildi.

    " Neden ama ? " dedi, Van Gogh. " Herkes bir dolar verse elli dolar toplanır. Bana karşı bu cimrilik neden? "

    Sessizlik bir süre devam etti. Sonunda ön sırada oturan bir holding sahibi, şimdi size o parayı verirsek hayatın sıkıntısından kurtulur, rahatlarsınız. Bir daha böylesine üst düzeyde resimler yapamazsınız diye endişe ediyoruz, dedi.


    Serdar Yıldırım ayağa fırladı ve gür sesiyle haykırdı: " Hayır, " dedi. " Yalan söylüyorsun. Van Gogh yaşarken parasal yardım yapılsaydı çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli resimler yapardı. O zamanın insanları, nasılsa bu da ötekiler gibi tarihin karanlıkları arasında kaybolup gider, diyerek yardım etmediler. Kim bilir nice ressam, heykeltraş, yazar, şair, sporcu, besteci ve diğer sanatsal uğraş içinde olanlar karanlıklarda kaybolup gitti. Binde bir böyle kaybolmayanlardan biri olan Van Gogh'un eseri milyon dolara satılıyor. Siz aslında insanlığın geleceğini satıyorsunuz ve gelecek yok oluyor, bunu fark edemiyor musunuz? "


    Serdar'ın haykırışına cevap veren olmadı. Müzayede salonunda birkaç dakika sonra iki adam kalmıştı. Sessizliği Van Gogh bozdu: " Sen haklı çıktın Serdar, intihar etmeye gidiyorum. "

    Serdar: " Dur Van Gogh. Yıl 2018. Senin kadar olmasa da ben de zor durumdayım. Bir iş bulmaya kalksam, hikaye yazma işini bırakmam gerekir. Otuz dört yıllık bir uğraştan vazgeçemem. Bak ben intihar etmem, sen de intihar etme. "

    Van Gogh: " O zaman gel beraber intihar edelim. "

    Serdar: " Hayır. intihar yok. Acılara birlikte göğüs gereceğiz ve galip geleceğiz. Şimdiye kadar hiç yenilmedim ve sen de yenilmezsin. Önümüze çıkarılan engelleri yıkıp geçelim. "

    Serdar anlattıkça Van Gogh'un yüzü bembeyaz kesildi. O'nun anlattıklarını başını indirip kaldırarak tasdik etti. Sen haklısın, ben bir ellerimi yıkayıp geleyim, dedi. Yerinden kalktı, lavaboya doğru yürüdü.


    Aradan zaman geçti. Tabanca sesi duyuldu. Serdar lavaboya koştu. Van Gogh yerde yatıyordu. Serdar gözyaşları içinde kaldı. Elli dolar verseler ne yapar eder Van Gogh'a iki tablo yaptırırdım. Bu iki tablo onların elli dolarını fazlasıyla karşılardı. Van Gogh gerçek hayatında tabanca ile yaşamına son verdiğinde otuz yedi yaşındaydı ve hep otuz yedi yaşında kaldı. 1853-1890 yılları arasında yaşamış yoksul bir ressamdı. Kendisini saygıyla anıyorum.


    SON

    ULUDAĞ TARZANI AHMET

    Bursa Hayvanat Bahçesi'nde çalışmakta olan Kemal dürbünüyle Uludağ'ı gözlemliyordu. Kemal birden irkildi. Gördüğüne inanamadı. Ağaçlar arasında bir boşluk vardı ve orada ağaç yoktu. Halbuki geçen gün orası ağaç doluydu. Dürbününü sağa doğru kaydırdı. Birtakım adamlar, ellerinde baltaları ağaç kesiyordu. Yutkundu. Sağ yumruğunu salladı: " Benim adım Kemal, ben size orada ağaç kestirmem, " diye söylendi. Yan taraftaki tel örgülerin arkasında duran arkadaşı Hayri'ye seslendi: " Hayri, Uludağ'da ağaçları kesiyorlar. Fırla koş, Uludağ Tarzanı Ahmet'e git. Tarzan, bu kesimi engeller. "

    Hayri: " Bunlar bir fidan dikmişler mi, ağaçları kesiyorlar? İnsan olmanın erdemine ulaşamamışlar sanırım. Geri zekalılar, " dedi ve tel örgülerin üstünden atladı. Hedefi Uludağ'dı ve Tarzan'ı bulmalıydı. Tarzan bu işin üstesinden gelirdi.

    Hayri, Tarzan'ı buldu. Olanları öğrenen Tarzan çok kızdı ve şunları söyledi: " Dededen, babadan kalan ağaçları, sen de çocuğuna, torununa ulaştır. Ağaçlar kesilirse, soluduğumuz hava kirli olur ve çeşitli hastalıklara yakalanırız. Ağaçları kesmeyip korumak lazım. Boş arazilere fidan dikmemiz gerekir. "


    Tarzan şimşek hızıyla harekete geçti ve ağaç katliamına dur dedi. Toprağa bağımlı yaşayan, kaçamayan, kendini kollayamayan, var olmaktaki amaçları canlılara yaşam sunmak olan ağaçlar sevindiler. Nihayet onlara arka çıkan biri olmuştu.

    Tarzan'ın gelmesiyle ağaç kesmeyi bırakıp baltalarını yere atan adamlardan biri şöyle dedi: " Tarzan, bu bizim ekmek kapımız. Ne kadar çok ağaç kesersek, o kadar çok para kazanıyoruz. "

    Bir başkası ise, şöyle dedi: " Ya bırak Tarzan, kırp gözünü görmezden gel. Görmezsen bizi, görürüz seni. Şu yüz lirayı al, bozdur bozdur harca. "

    Tarzan: " Arkadaşlar, öncelikle bu sizin ekmek kapınız değil. Gücünüz, kuvvetiniz yerinde. Gidin başka iş bulun. Şu yaptığınız iş sayılmaz, kazandığınızın bereketi olmaz. Yer yer doymazsınız, hiç bir zaman mutlu olmazsınız. Bir ağaç kesen bir baş keser, o ağacı kesen el taş kesilir. "


    Uludağ Tarzanı Ahmet'in gür sesi ve kararlı konuşması başları öne eğdirdi. Zaten ağaç kesen adamlar inanmadıkları şeyler söylüyorlardı. Tam gidiyorlardı ki, onları buraya getiren, bir ağacın gölgesine sığınıp orada yatmakta olan ve duyduğu konuşmalar üzerine kalkıp gelen Hasan Ağa: " Selam Tarzan, ben Hasan Ağa'yım. İsteyerek konuşmalarınızı duydum. Biraz üzüldüm, biraz sevindim. Üzüldüm, keşke gelmeseydin ve kesebildiğimiz kadar ağaç kesip gitseydik. Sevindim, senin gelmen iyi oldu. Nice zamandır Bursa'dan bu ormanlara bakar ve iç geçirirdim. Şu ağaçları kessem de küpümü doldursam, diye düşünürdüm. Uludağ Tarzanı Ahmet derlerdi, o ağaçları, ormanları korur. Senin korkundan buraya çıkamamıştım. Bugün bir cesaret bulup geldim ve epey ağaç kestirdim. Demin yüz dedilerdi, az dediler. Sen karanlığa kadar izin ver, al şu bin lirayı harca, ye, iç. Bana bir ay izin versen Uludağ'da kesilmedik ağaç bırakmam. "

    Bunun üzerine Tarzan: " Bana bak Hasan Ağa, ayaklarının dibine bıraktığın ve benim eğilip almamı beklediğin o parayı al cebine sok. Değil Uludağ, burada bulunan bir ağaç için, milyon versen fikrimi değiştirmem. Senin bundan sonra ağaç kesmene izin vermem. Parayla satın alınan insanlar vardır ama dünyadaki bütün paraları toplayıp gelsen, ben satılık değilim. "


    Tarzan'ın sözleri karşısında Hasan Ağa insanlığından utandı. Başını önüne eğdi ve iki damla gözyaşı göz pınarlarından süzüldü. Param çok olsa dünyayı satın alırım derken, işte gelmiş Tarzan'a toslamıştı. İşçilerine gündeliklerini ödeyip evlerine yolladı. Derin bir çukur kazıp baltaları gömdü. Kestirdiği ağaçlardan özür diledi. Tarzan'dan izin alıp, ağaçları korumak için, Uludağ'ın batı tarafına yöneldi. Yaşam zincirini kırmış, kimliğini değiştirmişti. Artık Hasan Ağa yoktu, Tarzan Hasan vardı.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım

    EŞSİZ ASKER ATATÜRK

    O, bir millete baştı.

    Yel oldu, dağlar aştı.

    Sel oldu, düşman kaçtı

    Tüm dünya buna şaştı

    Eşsiz asker Atatürk.


    ---------------------------------


    ATATÜRK VE CUMHURİYET

    O'nsuz tarih olmazdı.

    O, doğmasaydı.

    Tarih kitaplarını yırtardım,

    Cumhuriyet kurulmasaydı.


    ---------------------------------


    CUMHURİYET

    Haykır durma, Cumhuriyet 96 yaşında.

    Dört mevsim yaşanıyor, toprağında, taşında.

    * * * *

    Birbiriyle kaynaşmış Türk Halkı'nın sesi var.

    Asrımızın ileri, güçlü Türkiye'si var.

    * * * *

    O güçlü Türkiye'nin önderi, lideri var.

    Elinde meşalesi Yüce Atatürk'ü var.

    * * * *

    Sarsılmaz irademiz, bükülmez bileğimiz.

    Işığıyla aydınlanır uygarlık yolumuz.

    * * * *

    Cumhuriyet sonsuza, sonsuza ulaşacak.

    Bütün diğer devletler ondan geri kalacak.


    ----------------------------------


    BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ

    - Dumlupınar Meydan Muharebesi -

    Kütahya'ya bağlı Dumlupınar yakınındaydı.

    Tarih 30-Ağustos-1922

    Beşinci günüydü Büyük Taarruz'un.

    Yunan işgal kuvvetlerine karşı

    Kesin bir Türk zaferiyle sonuçlandı.

    Şahsen yönetilmişti,

    Mustafa Kemal Paşa tarafından.


    -----------------------------------


    DEVRİMCİ MUSTAFA KEMAL

    Ağaçlara, taşlara, yapraklara, kuşlara

    Denizlere, göllere, ırmaklara, çaylara

    Gelip geçen yıllara, mevsimlere, aylara

    Duygularım coşar, sel olur, seni sorarım.

    * * * *

    Selanikim, Samsunum, Ankaram, İstanbulum

    Karadenizim, Marmaram, Egem, Akdenizim

    Başka izmleri boş ver yeterli Kemalizm

    Hedef zirve çünkü ben gerçek bir Türk genciyim.

    * * * *

    Bir volkan gibi kabardım, kabıma sığamam.

    İlkelerinden başkasına gidip sığınmam.

    Sen varken uzakta yol gösterici aramam.

    Ben bu yurdu emanet ettiğin Türk genciyim.


    --------------------------------------


    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK CUMHURİYET DEMEKTİR

    Bu topraklarda Cumhuriyet özgürlük demektir.

    Özgürlük Anadolu'da Cumhuriyet demektir.

    Özgür olmak isteyen yeni nesillere,

    Altın tepsi içinde Cumhuriyeti sunduk biz.

    * * * *

    Çilesini biz çektik, acısını biz yaşadık.

    Yıllarca Kurtuluş Savaşı için ömür törpüledik.

    Pek çoğumuz evine geri dönemedi.

    Bebeklerimiz bize bir kez baba diyemedi.

    * * * *

    Vatanımızı savunduk düşmana karşı.

    Gündüz ve gece bekledik siperlerde.

    Bağrımıza hançer saplandı istemesek de.

    Hançeri bağrımızdan çıkarıp düşmana sapladık.


    -----------------------------------------


    SONSUZA KADAR KALBİMDESİN

    Ey tarihin kaydettiği büyük komutan!

    Bu vatanı kurtardın diye sana şükran borçluyum.

    Temelleri çok sağlam Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdun.

    Gösterdiğin olağanüstü kahramanlığa minnettarım.

    * * * *

    Ey tarihin kaydettiği eşsiz devlet adamı!

    On beş yıl onurlu ve şerefli bir yönetim gösterdin.

    Başarılarından dolayı seni alkışlıyorum.

    Gönlümden derlediğim bir demet çiçeği armağan ediyorum.


    --------------------------------------------


    BİR GÜNEŞ GİBİ DOĞDUN

    Şan, şeref ve onurla taşıdın Türk Bayrağı'nı.

    Olmaz, dediler, bu vatan kurtulmaz, dediler.

    Bitti, dediler, her şey bitti, dediler.

    Anadolu yandı, yıkıldı, tükendi, dediler.

    Sonra sen bir güneş gibi doğdun,

    Anadolu'nun bağrında karanlığı boğdun.

    * * * *

    Yenilmeyiz biz, yeneriz diyenleri tükettin.

    Topun, tüfeğin az olsa bile onları alt ettin.

    Şanlısın sen, Türklük sana şükran borçlu.

    Türklüğü zirveye taşıdın, sürünsün onlar yer altında.


    -------------------------------------------


    VATANI KURTARMAK YETMEZDİ

    Devrim gerekliydi.

    Devrim; değişim, çağdaşlaşma demekti.

    Fikirde, düşüncede devrim

    Kılık, kıyafet devrimi

    Şapka devrimi

    Kadınlara özgürlük

    Harf devrimi

    Gelin, tamamlayalım devrimi, dedim.

    Geldiler, tamamladık.

    Çağdaşlaştık, medenileştik.

    İlkellikten kurtulduk, modernize olduk.

    Modern olduk.

    Çağın gereklerine uyduk.


    Yazan: Serdar Yıldırım

    ATATÜRK BİR DEHA

    Deha, çağının çok ilerisinde

    Fikirlerle donanmış demektir

    Deha, özgür ve bağımsızdır

    Tarz yaratır ve bu tarzı

    İnsanlığın yararına kullanır.

    * * * *

    İnsanlığa yararı olsun diye

    Ortaya atılan fikirler

    Anında herkes tarafından

    Kabul görmez.

    * * * *

    Orta çağ karanlığında yaşayanlar,

    Yaşadığı çağdan ayrılmak istemez

    İlerici fikirleri kabul etmez

    Kendisi gibi gerici olmayanların

    Önünü kesmeye çalışır.

    * * * *

    Cumhuriyet ilan edildikten sonra

    Atatürk: Asıl savaşımız bundan sonra başlıyor, demiştir.

    O'nun devrimlerine

    En yakın arkadaşlarından karşı çıkanlar oldu.

    * * * *

    Ben maaşımı padişahtan alıyordum

    Şimdi maaşımı kimden alacağım, diyenler

    İstanbul'da her gün binlerce kişiye

    Mustafa Kemal, Samsun'a çıktı

    Anadolu'ya gidelim,

    Kurtuluş Savaşı'nı başlatalım, diyenler.

    * * * *

    Aradan zaman geçtikçe

    Anadolu karanlıktan kurtuldukça

    Kültür, Anadolu'yu aydınlattıkça

    Ülkeyi terk edenler oldu.

    * * * *

    Bunlardan, Atatürk aramızdan ayrıldıktan sonra

    Mustafa Kemal haklıymış, deyip

    Geri dönenler oldu.

    Aralarından milletvekili seçilenler oldu.

    * * * *

    Atatürk hakkında araştırma yapalım

    Gerçekleri öğrenelim

    Kendimiz bir tarz yaratalım

    Atatürkçü olalım.

    * * * *

    İnsanoğlu beyninden prangaları söküp atarsa

    En yüceye, en büyüğe ulaşır

    Benim de, büyüğüm de

    Yabancı güce boyun eğme

    Sen Türk'sün, Türk olduğunu unutma.

    * * * *

    En büyük Türk Atatürk de

    O'nun izinden git

    Başka her türlü yol

    Senin için, çıkmaz yol.


    SON


    ------------------------------------------------------------


    ATATÜRK GİBİ OLMAK

    Halktan yana olmak

    Halkla birlikte olmak

    Yanlış kararlar alıp

    Halkın nefretini kazanmamak.

    * * * *

    Öz güven sahibi olmak

    Halka güvenmek

    Halkın istemediği bir durumun

    Yaşanmasına asla izin vermemek.

    * * * *

    Atatürk gibi olmak

    Savaşta ve barışta

    Halkın canını

    Kendi canından üstün saymak.

    * * * *

    Atatürk gibi olmak

    Bir tek vatandaşının canına

    Kefil olmak

    Vatandaşını koruyamıyorsan

    Görevini bırakmak.

    * * * *

    Atatürk gibi olmak

    Tarımda ve hayvancılıkta

    Anadolu'nun ve Trakya'nın

    Dünyada ön sıralarda olmasını sağlamak.

    * * * *

    Yönetimine geldiğin

    Dünya durdukça var olacak

    Türkiye Cumhuriyeti'nin

    İleri gitmesini sağlamak.

    * * * *

    Atatürk, Atatürk demek

    Atatürk ilke ve devrimleri

    Işığında yolunu aydınlatmak

    Başka her yolun karanlık

    Olduğunun farkına varmak.


    SON


    ----------------------------------------------------


    MUSTAFA KEMAL GERÇEK, GERİSİ YALAN

    İngiliz'in izniyle yunan

    Batı Anadolu'yu etti talan

    İmkansızı mümkün kılan

    Mustafa Kemal gerçek, gerisi yalan.

    * * * *

    Yunan, Batı Anadolu' da çok can aldı

    Evleri yağmaladı, köyleri yaktı

    Efeler, yunan için, dağa çıktı

    Yunanla savaştı, bu vatan bizim, dedi.

    * * * *

    Takviye kuvvetler cepheye geldi

    Yunan, zafer naraları attı

    Çarpışmalar şiddetli geçiyordu

    Efeler, giderek azalıyordu.

    * * * *

    Kurtuluşun bir yolu olmalıydı

    Anadolu yunana teslim edilemezdi

    Halk, bir bütün olarak harekete geçmeliydi

    Ancak halka bir önder gerekliydi

    Bu önder Mustafa Kemal olabilir miydi?

    * * * *

    Doğuda az bir kuvvetle rusları durduran

    Çanakkale'de ingiliz ve fransızları bozguna uğratan

    Yurdun her karış toprağını kahramanca savunan

    Mustafa Kemal olabilir miydi?

    * * * *

    Mustafa Kemal, Anadolu halkını harekete geçirdi

    Onlardan seninleyiz mesajını aldı

    Büyük Taarruz'da en öndeydi ve ileri atıldı

    Pek çok can O'na göğsünü siper etti

    O yaşamalıydı ve Anadolu düşmandan kurtulmalıydı

    * * * *

    Mustafa Kemal güveni boşa çıkarmadı

    Yurduna saldıran düşmanları perişan etti

    Kurtulanlar, ülkelerine zorlukla kaçtı

    Geride kalanlar için, acı son vardı


    SON


    -------------------------------------------------------


    YA ATATÜRK OLMASAYDI?

    Anadolu'da kilise çanları çalardı

    Etnik azınlık Türkler, bundan rahatsız olurdu

    Camiler kiliseye çevrilirdi

    Ezan sesi duyulmazdı.

    - * * *

    Papazlar, hayata yön verirdi

    Krallara taç giydirirdi

    Beşe bölünen Anadolu'da

    Beş krallık hüküm sürerdi.

    - * * *

    İngiliz, Fransız, İtalyan

    Anzak ve Yunan Krallığı

    Anzaklar kimdir derseniz

    İngilizler tarafından

    Çanakkale'ye getirilen

    Avustralya yerlileri.

    - * * *

    Ey şimdiki zamanda yaşayan insan,

    Sen hayatta olmazdın

    Baban, annen var olmazdı

    Onlar bu dünyaya gelmezdi

    Seni dünyaya getirmek için,

    Geleceği ezmezdi.

    * * * *

    Atatürk ilkeleri ve devrimleri

    Işığında yolunu aydınlat

    Sana başka önder gerekmez

    Tek önderin Atatürk olmalı.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım

    BEN MUSTAFA KEMAL OLSAYDIM

    Selanik'te doğsaydım

    Şemsi Efendi İlkokulu'nda okusaydım

    24 yaşında yüzbaşı olsaydım

    Yurdun kurtuluşu yolunda adım atsaydım.

    * * * *

    Tayin olduğum her yerde

    Suriye'de, Sofya'da

    İki-üç subay arkadaşım bile olsa

    Örgütlenseydim, onlarla haberleşseydim.

    * * * *

    Sonunda Çanakkale'ye gelseydim

    Komutayı ele alsaydım

    İngiliz, Fransız savaş gemilerini

    Boğazın karanlık sularına gömseydim.

    * * * *

    19-Mayıs-1919' da

    Samsun'a çıksaydım

    Amasya Tamimi'ni yayımlasaydım

    Erzurum ve Sivas Kongrelerini yapsaydım.

    * * * *

    Ben Mustafa Kemal olsaydım

    Bunları başarabilseydim

    Böylesine büyük ve görkemli olabilseydim

    Tarihe ismimi altın harflerle yazdırabilseydim.

    * * * *

    Bu yazdıklarımı ben başaramazdım

    İki kişiyi bir araya getirip örgütleyemezdim

    Conkbayırı'nda gece saat 04:30'da

    Hücum deyip ileri atıldığımda

    Asker peşimden gelmezdi.

    * * * *

    Ben Mustafa Kemal olmaya özendim

    Keşke Mustafa Kemal olsam dedim

    Dünyada yaşayan insan neslinin

    Mustafa Kemalci olması tek dileğim.

    * * * *

    Ey gelecek yeni nesiller

    İnsan evlatları, Türk çocukları

    Mustafa Kemal Atatürk'ü unutmayın

    Özgür ve bağımsız kalın.

    * * * *

    Kimse size baskı yapamaz

    Böyle düşüneceksin diyemez

    Beyninize pranga vuramaz

    Çağ dışı bir yaşamı bugüne uyarlayamaz.

    * * * *

    Dün yoktur, kaybolmuştur

    Bugün Atatürk vardır

    Yarın yine Atatürk var olacaktır

    Atatürk sonsuza kadar var olacaktır.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım


    --------------------------------------------------


    ATATÜRK BARIŞ TARAFTARIYDI

    Atatürk barış taraftarıydı

    Savaş olsun istemezdi

    Bir ülkenin başka bir ülkenin

    Sınırını geçmesine tahammül edemezdi.

    * * * *

    İnsanların birbirine düşman edilip

    Savaştırılmalarına karşıydı

    Her millet kendi sınırları içinde

    Özgür ve bağımsız yaşamalıdır, derdi.

    * * * *

    Aradan 100 yıl geçti

    Dünya milletleri Atatürk'ü örnek almadı

    Zengin milletler daha zengin olmak için

    Fakir milletleri böldüler, parçaladılar

    Onlara silah sattılar, daha da zenginleştiler.

    * * * *

    Fakir milletler, beyinlerini saran

    Prangadan kurtulamadı

    Özgür olmak istemedi

    Kişisel düşünce özgürlüğü sağlanamadı

    Karanlığa boyun eğildi

    Işık önemsenmedi.

    * * * *

    Biz Atatürkçüyüz diyelim

    Atatürk'ü örnek alalım

    Atatürk'ü sevmeyenleri

    Atatürkçü olmaya davet edelim.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım 5-7-2021

    ATATÜRK GİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

    Atatürk, dünyanın gelmiş, geçmiş

    En büyük insanı

    O, bir önder, lider.

    Yurduna saldıran düşmanlara karşı koyan

    Askeriyle omuz omuza savaşan

    Düşmana geçit vermeyen

    Vatanı için, canını tehlikeye

    Atmaktan çekinmeyen

    Bir özgürlük sevdalısı.

    * * * *

    Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran

    Tarihe ismini altın harflerle yazdıran

    En kült düşüncenin bile görmezden gelemeyeceği

    Bir bağımsızlık sevdalısı.

    * * * *

    Başkalarına zarar vermemek şartıyla

    İstenilen hayatın yaşanabileceği

    Yenilene, içilene karışılmayan

    Düşüncenin özgür olarak

    İnsan beyninde şekillendiği

    İnsana hayat veren öz güvenin

    Sevgi ve barışta kesiştiği

    Mutlaka savaş olacaksa

    Bunun bilim ve teknolojide

    İleri gitmek için, yapılacağı

    Bir üstün güç sevdası.

    * * * *

    İnsanoğlu bir milyar yıldır dünyada var

    Bu bir milyon yıl olarak kabul görür

    Yine de tarih on beş - yirmi bin yıla

    Sığdırılmaya çalışılır.

    Bu durum insanlar tarafından kabul gördükçe

    İnsanın atasını tanıması zor olur.

    * * * *

    Atatürk'ü sevelim

    Devrimlerine sahip çıkalım

    Dünyada yirmi dört tane İslam Ülkesi var.

    Bunun yirmi üç tanesi iç çatışma ve

    Karışıklık içinde.

    * * * *

    Atatürk, Atatürk diyelim

    Güzelim Cumhuriyetimizi

    Dış güçlere teslim etmeyelim

    Özgür ve bağımsız yaşayalım

    Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrılmayalım.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım

    MUSTAFA KEMAL: SAVAŞTA VE BARIŞTA DEVRİM

    Devrim yaparsın savaş meydanlarında

    Girdiğin her savaşı kazanırsın

    Tarih yazarsın Mustafa Kemal gibi

    Mustafa Kemal Atatürk gibi.

    * * * *

    Tarih kitaplarının yazdığı

    Savaş kahramanları

    Başka bir ülkenin sınırını geçenlerdir

    Onlar oraları fethederler.

    * * * *

    Mustafa Kemal onlara benzemez

    Yurdunu istila eden düşmanlara karşı koyar

    Arada dağlar kadar değil,

    Çağlar kadar fark vardır

    Fikirleriyle, düşünceleriyle orta çağ karanlığını yok etmiştir

    Atatürk Çağı başlamıştır.

    * * * *

    Atatürk Çağı hiç bitmeyecektir

    Dünya durdukça var olacaktır

    Dünya sonsuza kadar var olacağına göre

    Atatürk hep en önde, hep zirvededir.


    SON


    Yazan: Serdar Yıldırım