YavuzA adlı kullanıcının mesajları

    2 çeker veya 4 çeker olması kullanım amacınıza da bağlı arkadaşlar. Örneğin Yamaha'nın Türkiye'de satılan en güçlü modelleri bile zincir tahrikli iki çeker. Bence motorun 2 zamanlı veya 4 zamanlı olması daha önemli. Kanuni de 2 çekerli ve 2 zamanlı motor kullanıyor.

    Ben birkaç defa kullanma fırsatı buldum. Fakat kullandıklarım kiralıktı ve çok iyi aletler değildi. Bana sıkıntılı gelen özelliklerinin başında gaz ayarı geliyor. Eğer gaz mandalı yeterince hassas değilse sıkıntı çıkarıyor. Biraz gaz veriyorsun kımıldamıyor, biraz daha veriyorsun kımıldamıyor, biraz daha gaz verince yerinden fırlayıveriyor. Arazi şartlarında da bu sorun oluyor. Motosiklette debriyaj elinde olduğu için istediğin kavramayı yaptırabiliyorsun.


    İkinci sıkıntı veren konu da kullanılan balon lastikler. Hoplayıp zıplamaya pek meyilli oluyorlar. Yine arazi şartlarında özellikle ön lastiklerden birini sert çıkıntılara çarparsan hoplayıveriyor. Bu durumda hem gidon hakimiyeti gidiyor hem de gaz ayarı sorun oluyor.


    Hızlı girilen virajlarda da çok dengesiz. Şansın varsa kayıyor, şansın yoksa lastikler iyi tutunuyorsa viraj içindeki lastikler yerle temasını kaybedebiliyor.


    hareket halindeyken ya da dururken dahi kesinlikle ayakları yere koymamak gerekiyor. Bunu yaparsanız ayağınızın arka tekerleğin altına girmesi ihtimali var. Bir arkadaşım buna bizzat şahit olmuş. Adamcağızın ayağı bilekten kırılmış.


    Tabii bunların hepsi acemilikten de olabilir. Yine de ben kendimi üzerinde iyi hissetmedim. Bu arada on yıllık motosiklet kullanıcısıyım. ATVlerin kullanım tekniğini çok farklı.


    Türkiye şartlarında alınır mı derseniz ben de bilinen markaları tavsiye edeceğim. Bu tür az sayıda satılan ve kullanılan araçlarda servis ve parça anlamında güvendiğiniz markaları tercih edin. Yoksa koca bir yaz mevsimini parça bekleyerek geçirmeniz işten bile değil.

    Benim Patriot ile o an elimde olan Diana High Power, Gamo Rocket, Gamo Expander, H&N Field Target arasında en iyi grubu H&N vermişti. Biraz fiyatlı olmasına rağmen oldukça istikrarlı. Ben bir kere denemenizi öneririm. (Atış mesafesi 20m kadardı. Daha uzun mesafede grupman çalışması yapmadım ama ayakta desteksiz atışta 40-50 m arası atışlarda 5x10cm lik hedeflere hemen hemen her atışta isabet kaydedebiliyorsunuz.)

    +2


    Gerçekten yoldan çıkmayı düşünüyorsanız Land Cruizer. Otobandan çıkmam diyorsanız koltukları geniş olanı seçin.


    İllede ikisinden biri diyorsanız gözünüze hangisi daha çekici görünüyorsa onu tercih edin. Sonuçta her iki aracı da aynı firma getiriyor ve servisini veriyor.

    Benim Diana 24 ile pekçok defa böyle oldu. Peletler 4,5luk ve match tipi düz kafalılar. Atış yaptığım mesafe de aşağı yukarı 8-10m gibi. Daha önce oturduğum evin karşısındaki metruk binanın camlarına yaptığım atışlarda sürekli delip geçiyordu. Atış mesafesi yine aynı. Sanırım kalibre ile alakalı. Hiç üzerinde düşünmemiştim.

    Doğrusu ben de arkadaşın yalancısıyım. Bir kez düşme sonucu ucunun kırıldığını söyledi. (aslında kendisi de biraz problemlidir. Düşerek kırıldığını söyledi ama başka bir şey de yapmış olabilir)

    Bu seramik bıçaklardan geçen bir arkadaş da bahsetmişti. Kendisi internet üzeriden almış. Gerçekten çok kolay kırılıyorlar. Kesinlikle elden düşürmemek gerekiyor. Fakat keskinlikleri çok ilgi çekici. Bunlardan Türkiye'de bulmak mümkün mü acaba, bilen var mı?

    Yukarda sıraladığınız sıkıntılar inşallah artık sıkıntı olmaktan cıktı izninizle ;Tarih mezunuyum üniverstede osmanlı silahları üzerinde çalışma ve arıştırma yaptım,osmanlıcam iyidir ,tavşan bağırsağından yapma yaytelleri elde etmeye çalıştım ,yine çeşitli hayvanlardan ve değişik usullerle elde eilen yay tellerine ulaştım inşallah tedarik edebilirim,yay uçlarının orjinalleri (av amaçlı,savaşbaşlıklı)inceledim ,yay ucları dövme tekniği ile yapılmiş her şeklini yapabilirim,45-50 cm boynuz erkek keçilerin tekelerinden temin edilebilir kanaatindeyim bu ,atalarımızın tarih mirasına
    yapılacaklar konusunda ne varsa ,yapılacak profesyonel bir çalışmanın her safhasında büyük bir hevesle hazırım

    Fakir istemiş bir göz Allah vermiş iki göz :D Mesajımı yazarken düşünmüştüm konuyu dağıtıp rahatsızlık verir miyim diye ama bir cesaret yazmıştım. Sizin verdiğiniz bu haberler gerçekten çok sevindirici. İzninizle bu mesajınızdan okçuluk grubumuzun lideri Murat beyi (Grubumuzda kullandığı isim Tozkoparan) de haberdar edeceğim.

    Bu şekilde yaşayan el sanatlarımızın hala olması harika. Bizim okçuluk grubumuzdaki arkadaşlarımızla en fazla güçlüğünü çektiğimiz şeylerden biri yazılı belgelere ulaşmak. Eğer elinizde imkan varsa bence daha çok fotoğraf çekin ve neyin nasıl yapıldığını, nasıl malzeme ve ham maddeler kullanıldığını kayıt altına almaya çalışın. Böylece bu atölyeler günün birinde kaybolsa bile yeniden canlandırmak isteyenlerin elinde fotoğraflar ve bilgiler olabilir.


    Konusu geçmişken ben de sizlerle bir sıkıntımızı paylaşmak istiyorum. Biz bir süredir İstanbul ya da erişebileceğimiz yakın illerde eski usullerle sıcak demircilik yapan ustalara ulaşmaya çalışıyoruz. Yaptırmak istediğimiz ise belli formlardaki eski ok uçlarının replikaları. Bunlara hem estetik olarak gerçeklerine benzer oklar yapmak için hem de Türk tipi yay ve oklarının zırh delicilik özellikleri ile ilgili araştırmamızı yapmak için ihtiyacımız var. Bulabildiğimiz sayılı yerlerde ya bu ufacık şeylerle uğraşmak istemiyorlar ya da yüksek sayılar için yüksek fiyatlar istiyorlar.


    Bir de boynuz konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Türk yayları yapabilmek için 45-50cm ve üzeri boylarda boynuzlara ihtiyacımız var. Ülkemizde genellikle böyle devasa boynuzları olan hayvanlar pek kalmamış. Sadece mandalarda var ve bunlar da sütleri yüzünden çok kıymetli hayvanlar. Eskisi gibi yük hayvanı olarak da kullanılmadıkları için sayıları çok azalmış durumda. Yurtdışından getirtmeye kalktığımızda ise hayvansal ürün gibi görüldüğü için gümrükten çekmek mümkün olmuyor.


    Bunları burada yazmamın sebebi eski sanatlarla ilgili kayıplar yaşandıktan sonra tekrar canlandırmanın zorluklarına değinmek. Bir kere kaybedildikten sonra canlandırmak çok zor oluyor. Yukarıdaki sıkıntılarla ilgili de elinde imkan olanlar varsa bana ulaşabilirlerse gerçekten çok makbule geçer.

    Benim beraber atış yaptığım bir arkadaşımda Hatsan Mod 125 var ve çok memnun. Mod 125 lere ya da genel olarak Hatsan'lara gösterilen antipatinin temel sebebi genel bir kalite anlayışlarının olmaması. İki aynı model silah arasında ciddi farklar olabiliyor. Biri ile mükemmel atışlar yapabilirken diğeri ile bu performansın yanına yaklaşılamıyor.


    İki tüfeği de yakından gördüğümde ikisinin arasında belirgin bir işçilik farkı var. Malzeme farkları da var. Ama biri için diğerinden %50 fazla ödediğiniz de bir gerçek. Aradaki bu kalite farkı için bu farkı vermeye değer mi? Bu biraz ekonomik durumunuzla alakalı. Fakat birini aldığınızda bekleyebileceğiniz belli bir performans var ve kullanan herkes onaylıyor. Diğeri için ise aynı performansı almanız için şanslı olmanız gerektiği söyleniyor. Ben şanslı biri olarak görmüyorum kendimi pek. O yüzden kısıtlı bir bütçeyle de olsa kumar oynamamış olabileceğim ürünü seçerdim. ;)

    dürbün ayak dampa felen o işlemleri nasıl yapcen bilader ben onları bide fiyatlarını görünce patriottanda wazgeçtim havalı tüfekten benim için çok para bi patriot parası kadarda onlara werilcek ;(


    Sevgili arkadaşım, bunda kafaya takılacak bir şey yok. Dürbün dampa almayıverirsin. Gez ve arpacıkla atış yaparsın. 50 metreden pet şişe kapağı vurmayı verirsin de pet şişenin kendisini vurursun. Keyfini çıkarırsın. İleride eline sarfedebileceğin bir para geçerse geri kalan istediklerini alırsın. :)


    Yeni tüfek alan arkadaşıma da yeni tüfeği hayırlı olsun. Güle güle kullansın.

    Patriot'un iyi olarak tavsiye edilmesinin başlıca sebebi fiyatına göre kalitesinin ve özelliklerinin yüksek olması. Ben de yeni aldım çok fazla kullanma fırsatı bulamadım fakat şunları söyleyebilirim;


    Kullanılan malzeme kalitesi oldukça iyi, hiçbir plastik parçası yok zarar görecek(1. nesil diye geçenden bahsediyorum. İlk seri silahları en iyi ayırt etme yöntemi tetikleri. 1. nesil olanlarda aliminyum rengi bir tetik ve tetiğin üzerinde ön yukarı kısmında bir ayar vidası var. Sonradan üretilenlerde ise altın veya prinç rengi ayar özelliği olmayan farklı bir tip tetik var)


    Gezi oldukça kaliteli ve ince ayar yapılabilen metal bir yapıya sahip. Bence kötü tarafı ayar yapmak için küçük bir tornavidaya ihtiyaç duyması. Elle de ayarlanabilseydi daha güzel olurdu. Arpacıkta düzgün yapılmış, metalden ve zarar görmesi zor.


    Namluları Hatsan'ın diğer modellerinin aksine çok iyi. Malzeme ve işçilik kalitesi yüksek.


    Silindir hacmi diğer pistonlu havalı silahlardan büyük. Bu daha fazla hava, dolayısıyla daha fazla güç anlamına geliyor. Yüksek gücüne rağmen tepmesi nisbeten az olduğu için isabet yüzdesi gayet iyi.


    Forumda diğer başlıklar altında bulabileceğiniz bakım işlemlerini yaptığınızda daha da iyi sonuçlar alabiliyorsunuz.


    Bence en önemli sıkıntısı yüksek ağırlığı. Bu da arka arkaya yaptığınız desteksiz atışlarda kendini gösteriyor. Diğer bir zorluğu da silahın kurulurken oldukça fazla fiziksel güç istemesi. Fakat bu Patriot'un sıkıntısı değil benim antrenmansızlığım. Diğer benzer güçteki tüfekleri kurmak için de aynı çabayı sarfetmek durumundasınız. Kesinlikle yapmamanız gereken şey ise tüfeği kurarken namluyu elinizden kaçırmamak. Genellikle ufak tefek yaralanmalar ve tüfeğinizin zarar görmesi ile sonuçlanıyor.


    4,5 ile 5,5 mmlik saçmaların farkını ise belki şöyle bir basit örnekle açıklayabilirim. Biri hafif diğeri daha ağır iki otomobili 100km sürate çıkarıp düz bir yolda boşa aldığınızı düşünün. Ağır olan araç durana kadar hafif olandan daha fazla yol alacaktır. Sebebi ise ağır olanı 100km sürate çıkarırken daha fazla enerjiyi bu kütleye yüklemenizdir. Daha ağır olan cisim havanın direncinden ve sürtünmeden de daha az etkilenmektedir. Saçmalarda ise hafif olan namlu çıkışında daha yüksek hızla çıkacak fakat namluda geçirdiği sürede o nisbette az olacaktır. Ağır olan ise daha uzun sürede daha fazla enerji yüklenerek namludan çıkacaktır. Yukarıdaki örneğe göre daha uzun yol kat edecek belli bir süre sonra hafif olandan daha fazla enerjisi kalmış olacaktır.


    Ağır kütlenin momentumu yüksek olacaktır diyesim geldi ama diyemedim. ;kihhik,

    Arkadaşlar yaptığınız buluşmalara göz gezdirirken rastladım bu konuya. Ben çizimlerden çok anlamam ama eğer yoksa atış istikametine, örneğin 120cm yükseklikte bir set yapabilirsiniz. Tam anlatamadım ama bar masaları gibi boydan boya bir set hem atış sırasında silahlara dayanak olur hem de herkesin aynı atış cizgisinde olmasını ve yanlışlıkla çizgiyi geçip kazalara sebebiyet verilmesini önleyebilir.


    Şimdiden hayırlı olsun, güle güle kullanırsınız umarım. ;d;

    Siteyi inceledim. Altı ay kadar önce bu siteden bazı arkadaşlarım sadak almışlardı. O zaman bu kadar ürün yoktu sitelerinde. Tahminimce yine de yoktur. Diğer satıcıların ürünlerini koymuşlar sitelerine. Bu yaylar uzak doğu imalatı pek kaliteli olmayan yaylar. Eğer niyetiniz daha ciddi ise bence tercih etmeyin. Satışını yaptıkları okların hiçbirinde spin değerleri yazmıyor. Bir ok için en önemli özelliktir. Fiyatlar da bu malzemeler için oldukça yüksek. Bilinen bir markadan alırsanız fiyatları daha da artacaktır ama en azından ne aldığınızı bilirsiniz.


    Daha detaylı bilgi almak isterseniz bizim çalışmalarımızdan birine gelmenizi tavsiye ederim.

    Yayların markalarını yazmadığınız için güvenilir, çok kullanılan bir ürün mü şeklinde karşılaştırma yapamam ama diğer özellikler hakkında bilgi verebilirim.


    Çekme uzunluğu kişiden kişiye değişir. Ortalama bir yetişkin ve makaralı yay için genellikle 28-30 inch aralığındadır. Kişiye özel ölçülmesi ve yayın ayarlarının buna göre yapılması gerekir.


    Yay boyu ise genellikle kullanım amacına göre seçilir. Av için olanlarda genellikle kısa olanlar tercih edilir. Dar alanlarda orman içinde atış yaparken önemlidir. Yayın hafif olması taşıma sırasında kolaylık sağlar. Fakat ağırlık arttıkça stabilitesi ve isabet oranı da artar. Yine bir tercih konusu.


    Çekiş kuvveti de kişinin fiziksel kuvveti ile ilgili yine. Üzerinde gördüğünüz 40-65 libre aralığında ayarlanabilir olduğu anlamına gelir. FITA kurallarına göre yarışma amaçlı yayların maksimum kuvveti 60 libre olabilir. Let of da direk olarak çekiş kuvveti ile alakalıdır. Makaralı yaylarda çekişe ilk başladığınız andan makaralar devreye girene kadarki çekiş bölgesinde yay oldukça zor çekilir. Eliptik makaranın dönüşünü tamamladığı anda da aniden harcadığınız güç azalır. Let of bu aralığa girdiğinizde yayı gerili tutmak için harcadığınız kuvveti gösterir. Örneğin yay 60 libre ise bu aralıkta yayı tutmak için harcadığınız güç 21 libredir. Bu sayede yayı daha uzun süre gerili tutabilir ve nişan alabilirsiniz. Twin cam ise yayın hem alt kolunda hem de üst kolunda eliptik makara olduğu anlamına gelir. Bazı yaylarda bu makaralardan biri eliptik diğeri ise daireseldir. Yani güce ve çekişe etkisi yoktur. Hangisinin daha avantajlı olduğunu bilmiyorum fakat iki makara iki kat ayar anlamına gelir.


    Gördüğünüz çıkış süratleri de aynı tüfekte olduğu gibi kullandığınız okla doğrudan alakalıdır. Verdiğiniz ok örnekleri için de şunları söyleyebilirim. Fiber glas oklar ağır ama dayanıklıdır. Genellikle eğitim sırasında dayanıklılıklarından dolayı kullanılır. Ağırlıklarından dolayı yayla balık avcılığında kullanılır yeleksiz olarak. Diğer av veya yarışmalarda kesinlikle kullanılmaz. İlk öğrenme aşamasında alıp kullanabilirsiniz ama bundan sonra hiçbir işinize yaramaz.,


    İkinci örnek ise ahşap bir oktur. Makaralı yayla kullanılabileceğini pek zannetmiyorum. Flu flu olarak bahsedilen yelek ise bildiğimiz üçgen şeklinde yerleştirilmiş yelekler yerine okun etrafını iki ya da üç tur olarak katedecek şekilde yapıştırılmış helezon şeklindeki tüyleri ifade eder. Okun hızını düşürmeyi sağlar. Havada uçan kuşlara ya da ufak hayvanlara karşı yani penetrasyon istenmediği durumlarda kullanılır. Bu tür hayvanlara ok içinden geçip gitmesin maksimum enerjisini hedefe aktarsın diye sivri olmayan tamamen küt uçlar kullanılır.


    Üçüncü örnek ise oldukça sık olarak kullanılan aliminyum oklardır. Fakat size uygun boyda ve yayınızın çekiş kuvvetine uygun esneme değerine sahip olmalıdır. 40 librelik yayın kullandığı oklar 60 librelik yayda kullanılmaz. Çekiş kuvvetinin artmasından dolayı dayanmayabilir veya hafif kalabilir. 60 libre için olanlar da 40 librede yeterli esneme değerine sahip olmadığı için iyi sonuç vermez.


    Bu tür yaylarda normalde yayı görerek ve size uygun olup olmadığını deneyerek almakta yarar var aslında fakat malesef ülkemizde böyle bir seçenek yaratma şansınız pek yok. O yüzden biraz şansa ve yapılacak iyi ayarlara kalıyor işiniz. Yayı seçerken öncelikle dikkat etmeniz gereken kullanım amacınız, çekiş mesafeniz ve çekiş gücü sırasıyla önemli.

    Balık avcılığı malzemeleri dükkanlarından bulabileceğiniz olta sırığı dayamak için kullanılan kısa boylu tripodlar var. Ben onlardan kullanıyorum. Ucunda zaten bir çatal olduğu için diğer tripodlardaki tablayı sökme durumu da yok. Hem ucuz hem kullanışlı tavsiye ederim.

    Hem hafta arası hem de hava şartları süper. Allah keyfinizi arttırsın. :thumbup:


    Yalnız affınıza sığınarak bir şeyi söylemeden edemeyeceğim. Önde oturanların arkasından atış yapılması pek sağlıklı değil. En iyi ihtimalle öndekilerin konsantrasyonlarını bozabilir ya da daha kötü sıkıntılara yol açabilir. Fotoğraf için verilmiş bir poz ise yine kusura bakmayın. u½%;