trou6le adlı kullanıcının mesajları

    Arkadaşlar, avcılık bir anlamda savaşa hazırlıktır, yugoslavyanın başına gelenleri hatırlayın, yakın tarihten bahsediyorum, bir Türk erkeği hatta kadını eli silah tutmalı ve attığını vurmalı, silaha yabancı olmamalı, peygamberimizin hadisi şerifini hatırlayalım, atıcılığı öneriyor ve evlatlarınıza atıcılığı öğretin tavsiyesinde bulunuyor, tabiki keyif içinde patır patır canlıları vurmak hoş olmasa gerek.


    +1
    Bizler atıcılığımıza çok güveniriz bunun bir çok sebebi var günümüz insanı için bilgisayar oyunlarında ki ve sabit hedeflere yaptığımız atışlarda başarımız bize bu öz güveni veriyor ancak arazide hareketli hedefe kurşun atışında durum çok değişiyor,domuz avı yapıyorum başlayalı 3 yıl olmuştur yivli ve yivsiz atışlarında zikzaklar çizerek koşan domuzları vurmanın güçlüğü bana savaş durumunu çok düşündürmüştür,250 kiloluk domuz 100 mt ileride meşe ağaçlarının arasında koşarken vurmak ayrı dert görmek ayrı böyle olunca attığını vuran adamlar olmak için yapılacak atıcılık eğitimi uzun süreçli olmalı karadenizli gibi en verimli çağda çocukluktan başlamalı,yanlış bilmiyorsam osmanlıda asker eğitimi çocuklukta başlardı.(.Bir kaç sene evvel mke poligonunda karadenizli bir vatandaşın yeni aldığı sig sauer silahını tecrübe edişine şahit oldum,bir şarjör mermiyi seri atışla 8 cm alana topladı...)

    Bu tüfeği uzun yıllar kullanmış bir kişi olarak benim düşüncem;her türlü uçar av için 76 cm yivsiz bir namlu ile çulluk ve müdaffa amaçlı olarak da yasal sınır 52 cm lik ucunda şoku olmayan slug namlu en idealidir.Böyle bir namlu ile tekli şevrotin ve 9 bilyeli domuz kurşunu kullanmak yivliye göre bence daha iyidir.Silah yasası sürekli değişiyor, yivli namlulu ve otomatik atan av tüfeklerinin av-taşıma ruhsatlarını biliyorsunuz devlet iptal etti.Bu tüfekler sahiplerinde evde bulundurmaya düştü.Evde atamazsın, satsan satılmaz, kısacası bir işe yaramaz.İlerisini de düşünerek ben olsam yivliden uzak dururum.Ruhsat harcının da mevcut av tüfeği ruhsatına göre daha fazla olduğunu da bilmekte yarar var.


    verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim ancak ben 2 namlu arasında ki farkla ilgili soruma hala cevap bekliyorum..

    remington slug namlu seçerken bu ikisi arasında kaldım sanıyorum farkları hedefleme sisteminde,birinde sağ elle kullanılan tüfeklere uyumulu olduğunu belirtmişler ama bildiğim kadarıyla ülkemizde satarken sağ ele uygun solaklara uygun diye ayırmıyorlar...(gez,arpacık) tam olarak farkı nedir izah edecek birileri varmıdır aramızda?


    http://www.remingtoncountrysto…ryid=0&productid=2817


    http://www.remingtoncountrysto…ryid=0&productid=3027

    1.ülkemizde 98-99 modelleri bulunabilen 3.5 24 valve v6 pajero otobanda 220 basar arazide her şartta ilerler (özellikle tek kapısını geçeçek araç nadir çıkar )ve kıramazsınız...


    2.land rover defender


    3.toyota land cruiser bence ülkemizin arazi yapısına pek uygun araçlar değiller daha çok çöl tipi arazi için iyi bence...


    4.mercedes G aslında tüm araçlar içinde emsalsiz en baba arazi aracıdır ancak yüksek fiyatları yüzünden ülkemiz şartlarına uygun değiller...


    5.suzuki vitarayı alır 5 000 lira harcarsanız arazide basarılı bir araç olur...


    6.lada niva alınır direk araziye cıkılır yukarıda bahsi gecen aracların önünde arazi kabiliyeti sergilenir,çünkü hafiftir ve serttir,şehir içi kullanımda konforsuzdur ...


    Benim tercihim pajerodan yana...

    Geçen hafta içinde üzerime gelen domuzu cz 70 çek vizörle (7.65) vurdum. Ayrıntıları anlatayım gülelim biraz :)


    Çiftlikten yaklaşık saat 21 civarlarında babamın mazda minibüsünü yıkayayım diye yaklaşık 2-3 km uzakta bir çeşme başına geldim. Çevre aydınlansın diye farlar iç ışıklar vs. yaktım. Kapılar kapalı vaziyette dışını yıkadığım bir anda aracın ön tarafından yaklaşık 25- 30 metre ilerden bir domuz sürüsünün geçmekte olduğunu ve içlerinden birinin yaklaşık 15 metre uzaklıktan bana doğru geldiğini farkettim. Bu heyecanla elimdekilerini atıp sağ elimle belimdeki silaha sol elimle araç kapısına attım. Belimdeki silahı çıkardım ama gözüm domuzda olduğundan bir türlü kapı kolunu bulamadım :D İlk hamlede kapı koluna ulaşamayınca vazgeçip çift el destekli 2 atış yapıp hemen araç içine girdim (Bu sefer kapı koluna baktım :) ). Domuz olduğu yerde 10-15 saniye kadar durarak bekledi ve yan yatıp düştü. Aracı çalıştırıp yanına kadar geldim, tepkisizdi. Araç dışına inip elimde silah ayağımla bir kaç sefer baş ve gövdesine dürttüm. :) Halen canlıydı.Kalkacak kadar canı yokmuş ama tepki verdi. Telefon açtım babam ve 2 kişi daha geldi yükledik çiftliğe getirdik. Vakit geç olduğundan ertesi güne bıraktık.
    Ertesi güne kalmadan canını teslim etmişti. 3 köpeğimize verilmek üzere parçalayıp varilde haşladık. Yaklaşık 1 hafta oldu 3 köpek bununla doymuş. :D Ertesi gün olayın sıcaklığı geçtiğinde farkettik. Alnından 4.5 cm arayla 11 metreden vurmuşum. Ben canlı mı diye test ederken o ara ayakkabımın burun kısmını ısırmış, delip geçmiş. Araç yıkayacağım diye babamın eski bir ayakkabısını giymiştim. Babam 45 ben 42-43 numara giyerim. Aksi halde arada benim parmaklar gidecekmiş. :)



    Yukarıda söz ettiğiniz olay nerede oldu,çiftliğiniz nerede ?ilgilenirseniz bir av düzenleyebiliriz...

    20 mtden 10 tane 12 ga bir de 30-06 yiyipde yürüyüp gideni hatta bulunamayanlarını,3 tane 30 06 yı yatarak atış yapan atıcıdan,üstüne 2 adette pompalı 12ga yiyipde gidenleri gördüm ama korkulacak bir av türü olduğunu düşünmüyorum...