Selçuk adlı kullanıcının mesajları

    Nasıl alıyor, alamaz mülkiyeti sende olan şeyi alamaz, ama belki değerinin 50 mislini teklif ederse o zaman olur.


    Malın sıfır fiyatını ödediği zaman seve seve verilir.
    Artı olarak arabanın marka hakkı ve telif hakkı gibi şeyleri satın almadığımıza göre markayı aşağılayıcı yada imajını zedeleyici tarzda kullanımı yapıldığında firma bunu dava konusu yapabilir.Yada haddinden fazla bedel ödeyerek arabayı geri alabilir.
    Yanlış hatırlamıyorsam Almanyada bir Türk Ferrari ye tüp taktırdığı için fabrika aracı geri almış.

    Ben denemediğim için kesin doğru yada uydurma diyemem.
    Görüntüye göre yorum yapmak belki kolay olabilir.
    Hiç böyle bir deneme yapan var mı?
    Gözlemlerini merak ediyorum.

    Dalma diyince orada duracaksın.Zira çok usta yüzücü sayılmam.
    Bunun yanında sigara da olunca hiç niyetine bile girmem.
    Ama balık diyince akan sular durur.

    Sabahtan beri balık videolarını izleye izleye iyice gaza geldim. ;avci;
    Bir de alet makina malzeme derken gece gece beni yollara dökeceksiniz galiba. ;c; ;şrofls;.

    İki hafta önce Bursa daydım.Mudanya ya balığa gittim. x;.z
    Denizde balıklar kıpır kıpırdı.Atlayan zargana ve kefalleri de görebiliyordum. :love:
    Tabii buralarda ki avlanma yöntemlerini pek bilmediğimden ben klasik yemli dip oltası yaptım. ;$.,
    Zargana için yemli top yaptım ama nafile. X]#+,
    Yem olarak da balıkçıdan hamsi aldım.Ama ne yaptıysam bir tane balık vurmadı.Baktım sahilde kimsede tık yok. X]#+,
    Bende canım sıkıldı taktım oltaya kaşığı başladım at çek yapmaya. ;dance;
    Baktım bundanda hayır yok başladım kaşığı dibe otutturup çekmeye.
    Bir baktım kaşık ağırlaştı çeke çeke aldım kıyıya.Bir baktım bir öbek midye.
    Oh sonuçta denizden bir şeyler çıkarmayı başardım dedim. x;.z
    Ve öylece atışlara devam edip yemlik midye biriktirmeye başladım. 8o
    İki saat kadar sürede bir kova birikim yaptım. Hiç olmazsa akşama cephane olsun dedim. ;grin;
    Bu arada beni takip eden biri yanıma geldi.Epeydir seni izliyorum çok meraklısın ama buralarda bu şekilde balık tutamazsın dedi.
    Ben de nedenini sordum.Burada akşamları kıyıda kaya diplerinde karagöz iskorpit çok gezer ona at dedi.
    (Mudanya sahili gezinti yapılan sahil şeridi kaya dolgu derinlik 1,5-2,5 metre cıvarında balıklar için güzel bir alan.)
    Ben nasıl iğne nasıl misina ne şekilde bağlanacak diye adamdan bilgi sağmaya başladım. ;)
    Adam da şiddetle kimseye söyleme diye sıkı sıkı tembihliyor. ^^
    Neyse ben o akşam midye ve yemlik hamsileri adama devredip başladım muhabbete ve izlemeye.
    Aksine hava da balık açısından uydun değildi.(hava lodoslu olduğundan deniz çarşaf gibiydi.)
    Adam da deniz biraz dalgalı olsa balık alırdık diyip durdu.Sonuç olarak o akşam balıksız eve döndük. ;(
    Ertesi gün gece avı için hazırlıkları yaptım. :)
    0.25 yumuşak misina,5 numara karagöz iğnesi aldım.Akşam üzeri Mudanya ya ulaştım.
    Yanıma hiç yem almadığımdan bir gün önceki taktikle midye çıkarmaya başladım. :P
    Ama düne göre midye çıkarmak biraz zaman aldı.Çünkü midyeler gün batımına doğru kabuklarını kapattıkları için yakalama şansım az oldu.
    Nihayetinde yemleri toplayıp kıyısı karanlıkça olan bir yer bularak başladım olta atmaya.
    Olta şekline gelince son derece basit.0.25 misina ucuna karagöz iğnesini bağlayıp bırakıyoruz.
    Midyenin içini bütün olarak çıkartıp iğneye yerleştirdim.Misinayı 10 mt kadar yere acıp yemi denize savurdum. :P
    Ama bir önceki gün tık çıkmayan denizde sanki izdiham var sanırsın.Misinaya ha bire sinyal geliyor biz aşağıdayız diye. x;.z
    Benim ağzım bir karış açıkta kaldı.Bir o kadar da sevince boğuldum. :love: Nedenine gelince çocukluğumda ve gençliğimde Mudanyadan olta attığımda boş olta çekmezdim.Mutlaka oltaya vuruşlar olurdu.Yine öyle olduğuna sevindim. x;.z
    Ama balıklar kendilerini yetiştirdiklerinden her oltaya tenezzül etmiyorlar. ;şrofls;.
    İlla ki usta balıkçı ol öyle gel bize diyorlar dı sanki. ;kihhik,
    Neyse o heyecanla iki üç sefer yemi kaptırdım.Sonunda bir vuruş geldi dedim karagöz geliyor galiba.
    Bir çektim gele gele 25 cm den büyük ispari geldi.Buna da şükür dedim ve atışa devam ettim.
    İkinciye yine bir sert vuruş çektim bu sefer de kaya balığı zannettiğim iskorpit geldi.O da 25-30 cm boyda. :him:s
    Bendeki hareketi gören sahildeki gezenlerden biri ''dur dur dur diye oltaya saldırdı.
    Bunun ne olduğunu biliyormusun bu iskorpit balığı çarpılırsan hastahanelik olursun'' diyip balığı iğneden çıkarttı.
    Balığı yiyip yemiyeceğimi sordu bende bir balıktan ne olur dedim denize saldık tekrar.
    Nihayetinde vakit epey ilerlediğinden balık faslını kapatıp son minibüsle evin yolunu tuttum. u½%;
    Ama burada sonuç olarak iğne ve oltanın ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anladım. ;grin;
    Şansa gelince de havanın lodos oluşu sebebiyle çok fazla değildi. ;#^+.
    Böylece bu maceramın da sonuna gelmiş oldum. :rolleyes:

    Yöresel isim farklılıkları olabilir.Bizim burda barakadi deniyor.Sepet etrafına yüzlerce iğne bağlı şekile bırakılyor denize sanırım genelde lagos ve çupra turu balıklar için kullanılıyor.


    Kadir'in bahsettiği av şekline Trakyada da ''parakete'' diyorlar g;$i .
    Ama Togay senin dediğini pek anlıyamadım biraz açar mısın? :him:s

    ben yanlis anlasilmanin onune gecmek istiyorum izninizle..
    on camda 4 adet referans noktasi belirledikten sonra caki ile cam i degil lamine cam arasinda ki pvb yi kesiyor itfaiyeci amca..
    on cam temperli oldugundan un ufak oluyor aldigi darbeler ile ancak iki temperli cam arasinda ki pvb bu dagilmis camlari bir arada tutar..




    Düzeltme:


    Günümüzdeki araçların büyük bir çoğunluğunun ön camları lamine olarak üretilen camdır.


    Çok nadir olarak ön camlar temperli olarak üretilir.


    Temperli camlar kurşun geçirmez cam yapımında lamine edilir ve kalınlıkları da asgari 6 cm olur.Bu kalınlıkta 3,4,5,6,8 mm camlar kademe kademe her kalınlıktaki camdan ikişerli olarak PVB ile birleştirilir.(038 ve 076mm PVB ile birleştirilir.)


    Lamine camlar ise (genelde araç ön camları ve otobüs v.s yan camlarında da kullanılır)1,2 ve 1,6 mm iki camın iç ve dış olarak kesilir ve lamine fırınlarında ısı ile şekillendirilir.İkinci olarak da bu iç ve dış iki cam arası temizlenilerek PVB serilir.Son aşama olarak otoklav da ısı ve basınçla ara birleştirici malzeme PVB şeffaflaşarak lamine cam kullanıma hazır hale gelir.


    Lamine camlar yapı olarak bildiğimiz pencerelerde kullanılan cam sertliğindedir.Bunun mukavemeti özel şekli ve arasındaki esnek PVB den gelir.


    Lamine cam üzerinde video daki gibi darbeler ile delik açıldığında itfaiyecinin yaptığı gibi rahatlıkla kesilebilir.Cam temperli camlardaki gibi dağılmaz.Zaten araç ön camlarının temperli olarak üretiminin terk edilmesinin nedeni de cam bir darbe sonucu kırıldığında dağılmadan yerinde kalarak sürücünün görüşünü kapatması ve çok daha ciddi kazalara neden olmasıdır.(cam kırılarak araç içerisine düşmesinde de sürücüyü yaralıyarak yine ikinci bir kazaya neden olmaktadır.)


    Lamine camlar temperli camlara göre daha az dirençlidir ama sonuç olarak bir kaza durumunda dahi ön camda görüş kesinlikle kapanmaz.Lamine cam kırıldığında da üretiminde bir kalite sorunu yoksa asla PVB den ayrılarak fırlamaz ve yaralanmaya neden olmaz.


    Umarım küçük konuda aydınlatıcı olmuşumdur.