Atıcı - Avcı- Katil

+1 yalnız üreme dönemlerinde rahat bırakalımki vuracak birşeyler kalsın

Havalı tüfek denilince genelde akla ilk gelen şey av oluyor atıcılık şişe kırma daha sonra geliyor.Foruma ilk kayıt olduğum günlerde hep dikkatimi çekmiştir,hiç kimse av dan kuştan bahsetmiyor kırdığı şişeden yaptığı guruptan bahsediyor, ya diyordum buradaki herkes tüfekleri ile sadece şişelere hedeflere atıyor da bir ben mi kuşa sıkıyorum diye düşünüyor ve eziklik hissediyordum içimde.Ama artık düşünmüyorum içim rahat

son günlerdeki reklam filmi tamda karga konusuna uyuyor. Atam İzindeyiz

 [Resim Engellendi: http://s2b.directupload.net/images/081030/temp/vg4vypmm.jpg]

ERKUT yazdı:

son günlerdeki reklam filmi tamda karga konusuna uyuyor. Atam İzindeyiz

 [Resim Engellendi: http://s2b.directupload.net/images/081030/temp/vg4vypmm.jpg]

sonuna kadar katılıyorum ATAM İZİNDEYİZ...

Doğadaki canlıların pek çoğu av - avcı ilişkisi içindeler. Aralarındaki dengeyi bozan da genellikle insan oğlu oluyor.
Avustralya da, çin seddinden daha uzun bir Dingo çit'i var. Yüzlerce yıl önce adaya götürülen evcil köpeklerin bu günkü vahşi torunları başlarına bela olmuş durumda.

Kargalar, Saksağanlar ve Martılar yerleşim alanlarına yakın yuvalanarak düşmanlarından korunmuş ve aşırı üremişlerdir. Balık avlamayı unutan martılar Ankara'nın çöplüklerini bile işgal etmişler.
Eskiden, çevreye zararlı türlerin aşırı çoğalma hallerinde avlanmaları teşvik edilirdi. Karga leşleri karşılığında fişek verildiğini hatırlıyorum.
Ama şimdi çevreciler, hayvanları koruyanlar (?) ve koruma kanunlarımız var. Başka türlere zarar verse hatta onları yok olma eşiğine getirseler bile bu türlerin avlanması çok ses getiriyor.
Geriye tek çözüm kalıyor. Aşırı üreyen bu türlerin (Karga, Saksağan, Martı) bir kısmının yakalanıp, kısırlaştırıldıktan sonra doğaya salınması.
Haydi yeşiller, iş başına.....

ihtiyar yazdı:

Geriye tek çözüm kalıyor. Aşırı üreyen bu türlerin (Karga, Saksağan, Martı) bir kısmının yakalanıp, kısırlaştırıldıktan sonra doğaya salınması.
Haydi yeşiller, iş başına.....

abi ne gerek varki yeşilci olarak bizler varız ya

ERKUT yazdı:

son günlerdeki reklam filmi tamda karga konusuna uyuyor. Atam İzindeyiz

 [Resim Engellendi: http://s2b.directupload.net/images/081030/temp/vg4vypmm.jpg]

Konuya çok uymuş güzel yakalamışsınız espiriyi

Yazın ODTÜ'nün arazisine ektiğim karpuzları telef ediyordu bu müptezel Saksağan hayvanı..Karpuzun içini öyle mükemmel oymuş ki hayret edersiniz.
20 senedir ava giderim,babamın yanında başladım avlanmaya,babamda dedemin yanında başlamış yani üç kuşaktır avcıyız.Ama bugüne kadar av hayvanı haricinde bir şey vurmamıştım (Bir kaç sığırcık hariç)
Beni o kadar dellendirdi ki bu saksağanlar üç tanesini o gün indirdim.Ama son vurduğum yere canlı düştü,kanatlarını tıpkı koltuk değneği gibi yere dayayıp ayakta kalmaya çalışıyordu.Hayvanı o halde görünce vurduğuma pişman oldum,namluyu kafasına dayadım ve daha fazla can çekişmemesi için tetiği çektim.Gerçekten içim acıdı..
Tavşan avlamayı da buna benzer bir olay yüzünden bırakmıştım yıllar önce.

Şimdi aradan bir kaç ay geçti bazen "cak cak cak" diye ötüp beni deli ediyorlar,korkarım elimde tüfek olsa bir kaç tanesinin daha canını yakacam gibi:)

insanın içini en çok acıtan da dediğiniz gibi hayvanın hemen ölmemesi.

hogo87 yazdı:

insanın içini en çok acıtan da dediğiniz gibi hayvanın hemen ölmemesi.

+1 hemen ölmedimi ortaya çok acı bir durum çıkıyor,ben kendi adıma utanıyorum böyle bir olay başıma geldiği için,hayvan korkmuş kaçmaya çalışıyor
yok benden avcı falan olmaz,bu yüzden ateşli bir tüfeğim yok,varda kullanmıyorum açıkcası,abimin var iş yerimizde yatıyor 8 atar
kırk yılda bir ormana yolum düşecek kuş sesi duymadan dönmek demek,hayat bitmiş demek

TheNightHawk yazdı:

Saksağanları öldürmeyip yaralayacaksın ki arkadaşları da gelsin

Katli vaciptir arkadaşlar bu yaratıkların

bakın bende bu bed sesli hayvanları sevmiyordum ama bi çam ormanındaki vazifeleri çok büyükmuş yani çıkan yerdeki 10 cm lik çam agaçlarinin tepesini ısırıp büyümesini engellermiş büyürse yanındaki çam ağacı çam fıstığı vermezmiş yanı çokta zararlı olduğunu düşünmüyorum açıkçası

çam ağaçlarının büyüme evrelerinde tepelerini(sürgün) yiyen hayvanlarla mücadele ediliyor bildiğim kadarıyla.örneğin keçiler de aynı şeyi yapıyor ve o yüzden ormanların düşmanı olarak gösterilen bir hayvan.ağaçlandırma yapılan yerlere keçi sokulmaz.yani sokulmamaya çalışılır.bu zarar yüzünden orman köylüleri alternatif geçim kaynaklarına yönlendirilir.

ayrıca yetişmiş büyük bir çam ağacı çam fıstığına her zaman tercih edilir.

eğer o kuş dediğiniz şeyi yapıyorsa vurulması şart.

valla arkadaşlar bana öyle geliyorki biz fakir edebiyatı yapıp kendi kendimizi teselli etmeye çalışıyoruz, ben şimdiye kadar bu canlıların hiçbir zararını görmedim. Ama genlerimizde olan avcılık ve öldürme tutkusuna çoğu zaman yenik düşüyorum her seferinde pişmanlık duyuyorum. Bu pişmanlık ikinci bi canlıyı görene kadar ancak devam ediyor, zaman efrumu yok bazen 1 dakika bazen 30 dakika sürüyor ama hepsi bu

ben önüme geleni vuruyorum.
Dürbün yada arpacığın önüne bir şey geldimi vurmadan duramıyorum.Çok kötü bir his bu
Aslında zevkte değil yani vururken aldığın zevk vurduktan sonra duyduğun acıdan çok çok daha az ama ne bilim
Mesela bazen bşir kargaya nişan alıyorum.Niyetim vurmak değil ama çatadanakta düşüyor enteresan bir şekilde vuruyosun
Bence bu nefisle alakalı bir hadise
Atmamak büyük erdem.

Abi mahvettiniz beni içimde hissedipte kendi kendime bile itiraf edemediğim o vicdan azabını ne bileyim pişmanlığı yazıya dökünce içim bir garip oldu doğrusu serdarhavsut abiminde dediği gibi bu vicdan azabı bazan 1 dakika bazan daha fazla oluyor sanırım benimki yarın sabaha kadar devam edecek(taki tüfeği elime alana kadar) sonrası malum bir gözüm hedef kağıdında diğer gözüm ağaç dallarında olacak....

vurduğunuz zaman mı yoksa atıp da ıskaladığınız zaman mı daha çok üzülüyorsunuz?