büyük menderes ırmağının doğduğu yere yakın yerlerde 1980 li yıllarda elimize aldığımız kaşıklı sallama oltalarla dişli balık dediğimiz turna balığı avlardık nerdeyse her attığımız olta çekerken boş gelmezdi. o yıllarda sulama kanalalrı henüz yoktu. evlerde çubuk antenli güç bela çeken tv lere hele renkli tvlere bile iştahla bakardı köylüler. vatandaşta arabada yoktu fazla .hele otomatik tüfekler çok zengin kişilerde tek tük vardı. doğru dürüst arazi yoluda yoktu.arazilerin çoğu hazineye ait bomboş çayırdı ve üzerinde çeşit çeşit bitki floryası vardı. insanlar her yere hemen ulaşamıyordu. menderes ırmak yatağı binlerce belkide milyonlarca yıldır bir yataktan akıyor sağında solunda söğüt ağaçları bir çok kuş türüne ev sahipliği yapıyordu. avcı vardı ama elinde dıştan çakmaklı sentetien türü tüfekler yada dolma tüfekler vardı. mke fişekleride kağıt fişeklerdi. boşlarını akşamları sofra bezini yazar üzerine barut saçma,kapsul, keçe ve ağız sıkma aletiyle barutu ve saçmayı özenle doldurur. fişekliğine dizerdi. bu büyük bir zevk verirdi. ava giden avcı eli kesinlikle boş dönmezdi.ya tavşan ,güvercin,ördek,kaz, karatavuk birşeyler vurur gelirdi.avcı evin büyüğü olurdu yada bu işi ciddi bilen biri olurdu. elimde o zamanlar babama zorla güç bela aldırdığım tuka vardı. onunla vurduğum serçe ve sığırcık sayısını bilmiyorum. keçesi meşindi .patlar dururdu.araba pompası meşini buna uyardı söker dururduk. dürbünde yoktu 30 metreden vurmayı maharet sayardık .
şimdi ise kaşık oltayla boş çıkarmadığımız balıklardan eser kalmadı.her yer sulama kanalı oldu .araziler tarımdan dolayı daraldı.hayvanların gezineceği yer bile kalmadı. dsi heryere sulama kanalı yapınca menderes ırmağının yatağı çay gibi oldu.suyu gölde tutmaya başladılar.şimdi herkeste çocukta bile otomatik tüfek var. fişekler hazır satılıyor.dolum aparatları tarihe karıştı artık.oyüzden herkez avcı oldu.dsi mederes yatağını dev makinalarla temizlemeye başlayınca ağacları kesmek zorunda kaldılar.arazilerde sote yerler kalmadı ücra olan her yer doymak bilmeyen insanlar tarafından işgale uğradı. meralar ineklere koyunlara dar gelmeye başladı. florya yok edildi. tavşanlar nereye yavrulacağını şaşırdı. gece avı far avı derken tavşanları kümeslerde görür olduk.sürü olarak göçmen kazlar gelse anında tepesinde onlarca avcı bitmeye başladı. hayvanlar karnını doyuramamaya başladı. artık ne gelen var nede giden ... koskoca gölde evcil kara tavuklar dan başka o güzelim minik ördekler yeşil başlar kepçe ağızlar turuncu kafalı ördeklerden eser kalmadı... üzülüyorum bazen araziye çıktığımda nerede eski günler diyorum. ne kuş sesi kalmış nede menderesin gizliden akan dolu dolu akışı. mevsimleri bile bozduk.suyu havayı herşeyi bozduk. eskiden kar yağar aylarca kalırdı.şimdi yağması ile erimesi bir oluyor. tulumbalardan doyasıya su içerdik. şimdi kirlendi . yeraltı suyu bir kez kirlendimi artık tedaviside olmuyor.
geçen oğlum sordu,yılanlar insana ne yapar diye ? bende dedim oğlum, zararlı olarak düşünüyorsan insandan daha zararlı bir şey bu yaşıma kadar bulamadım.. insanlar doğayı kendine düşman etti. bir çiğnem etleri için hem öldürdük hemde yaşam alanlarını daralttık. biz suçluyuz oğlum sanırım yılanı daha da büyüdüğünde hiç göremeyeceksin.
hey gidi günler hey..kardeş ne yazmışsan sonuna kadar haklısın