eblemis adlı kullanıcının mesajları

    Range Rover falan aman diyeyim. O aletler kesinlikle arazi aracı değil. Mercedes bile Range Rover ile aynı sınıfta olan ML serisi için tam olarak bir arazi aracı olmadığı ve fazla zorlanmaması gerektiği yönünde uyarıda bulunuyor.


    Lada Niva kesinlikle tavsiye edilebilir bir araç. Dayanıklı, parçası bulunan ve keçi gibi tırmanan bir alet. Fakat alırken temizini bulmak çok önemli, zira bir çok feci halde hırpalanmış.


    O fiyata aklıma gelen hem arazi performansı, hem de lüks sağlayabilecek araç Land Rover Discovery. Eski kasa 97, 96 modellerinden tercih edilebilir. Range Rover'ın da üzerinden geçer. Toyota Land Cruiser arazi araçların kralıdır, güney kutbunu boydan boya geçmiş tek seri üretim araçtır ama fiyatı da tuzlu olsa gerek. Belki eski modellerden düşünülebilir.


    Çok temiz bir Jeep CJ5 ya da CJ7 de olabilir. Fakat CJ3 falan olmamasına dikkat etmek gerekir. CJ modelleri birbirlerine feci biçimde benzer, çoğu araç sahibi bile tam olarak hangi modele sahip olduğunu bilemez. Gerçekten temiz, yükseltilmiş, iyi lastiklerle donatılmış ve vinçli bir CJ'nin de çıkamayacağı patika yoktur. 5-6 milyara temiz karosere sahip bir CJ5 alıp üzerine bir 4-5 daha harcanırsa müthiş bir araç olur ki benim de hayalimdir zaten.. =)

    Mükemmel buluşma ardından ilk defa bilgisayar başına oturabildiğim için yeni yazabiliyorum.


    FX haberi ilk kez verildiğinde sadece bu üç model değil, tüm alternetifler arasından en çok T12'yi beğenmiştim, tüfekleri kullanınca da yanılmadığımı anladım. Bolt action hastası olmam ve thumb-hole, pistol grip gibi kundaklar yerine standart kundakları sevmemdi en büyük etken. Denemeden önce fiyatından dolayı performansı ile ilgili bazı çekincelerim olsa da T12 en az diğer modeller kadar yüksek performansa sahip olduğunu gösterdi. İsabetliliği ve hafifliği ile beni daha da fazla etkiledi. Bolt sisteminin kullanım rahatlığı da cabası. Tek eksiği manometresi, o da büyük problem değil.


    Gladiator ise büyük hava tüpleri ile ön plana çıkıyor. Atışlar boyunca scuba tüpleriyle en az haşir neşir olan tüfek kendisi doğal olarak. İsabetliliği yine mükemmel. İki tüpün getirdiği ağırlık beklediğim gibi dayanılmaz değil, aksine tüfek genel olarak hafif bile sayılır. Her ne kadar ben t12'de daha rahat ettiysem de kurma sistemi oldukça pratik. Alışıldığında oldukça hızlı atışlar yapılabilir tahminimce. Şarjörünün 8 pelet kapasitesine sahip olması T12 ve Revolution şarjörlerinden çok daha kolay doluyor olması sayesinde bir eksiklik olarak hissedilmiyor. Benim gördüğüm en büyük eksisi kuru atış yapılabiliyor olması. Şarjör boş da olsa tetik düşürebiliyorsunuz.


    Revolution söylendiği gibi tam bir pelet canavarı. Hız yapasanız 12lik şarjör sadece 3 saniye dayanabiliyor. Tüm FXler gibi inanılmaz bir isabetliliğe sahip olan tüfeğin en çok sevdiğim yanı son derece sessiz olmasının yanında neredeyse hiç tepmiyor olması. Normalde "tüfek dediğin en azından biraz olsun teper kardeşim" mantığına sahip olsam da Revolution gibi yarı otomatik bir tüfeğin tepmesiz olması çok çok hoş olmuş. Hedef noktasını hiç kaybetmeden peşpeşe 12 atış yapabiliyorsunuz ve 12'si de yerini buluyor. Tüfek atıştan sonra kurulmazsa bilin ki hava basıncı çok düştü. Zira Revolution tetik mekanizmasını kurmak için pelet arkasından çıkan atık havayı kullanıyor.


    Sonuç olarak 3 tüfek de mükemmel görünüyor ve mükemmel işliyor. Her biri verilen paranın karşılığını fazla fazla verecek aletler. Benim gönlüm T12'de kaldı orası ayrı. =)

    Ben Hatsan'ın tüketiciye olan güvensizliğini kesinlikle haklı bulmuyorum. Hatsan alıcısı düşük fiyatı ön planda tutan, havalı tüfeği av tüfeğinden daha ucuza alması gerektiğini düşünen çoğunluktan oluşuyor bu doğru. Fakat işin şöyle bir yanı da var. En çok adı geçen firmalardan örnek vermek gerekirse Diana 350 Magnum, Mod. 54, Mod 52'den, Weihrauch HW77, 97 ve 100'den başka silah üretmiyor değil ki... Bu adamların da kendi pazarına göre düşük fiyatlı, ekonomik modelleri mevcut. Yani Hatsan 54 gibi, 97 gibi tüfek üretsin, başka birşey üretmesin demiyor kimse. 125'ine, 90'ına Kral'ına, Optima'sına devam etsin. Ama arada havalı tüfeğe önem veren, para ayıran, onu yalnızca bir oyuncaktan ibaret görmeyen alıcıya hitap eden modeller de üretsinler. Yine ekonomik olsunlar, amenna. Yani bir 97k yapsınlar demiyorum tak diye. Ama ben Hatsan'ın istese en az Gamo kadar kaliteli üretim yapabileceğine inanıyorum. Piyasada 300-350 liraya en azından bir CFX kalitesinde yerli üretim bir tüfek olsaydı ben CFX almazdım örneğin. Mod 125 alan bir çok müşterinin de aynı şeyi yapacağını düşünüyorum. Hem 125 olsum piyasada, hem de CFX ayarında, atıyorum, mod200 olsun, eminim mod125'i tercih edenlerin sayısına yakını üst modeli tercih edecektir. Yada 480 liraya PCP yapma çabasındansa 400 liraya parasını karşılığını veren, kaliteli bir yaylı bir çok kişi tarafından tercih edilecektir.


    Hatsan ucuz ürün sunmak için kaliteden ödeün veren üretim anlayışını terk etmeli artık. En azından bizim gibi bu işe daha çok önem veren müşteri için alternatif kaliteli ürünler üretmeye başlamalı. Bu çok da zor değil zannımca.

    Bu görüntü nereden alınmış acaba? Tam benlikmiş... =)

    Benim esas anlayamadığım nokta "ultrasonik ses" ne demek? sesten hızı hareket eden ses mi çıkarıyor alet? ses dalgası hızını mı yükseltmişler fizik kurallarını altüst ederek?


    edit: heh fena atlamışım. Ultrasonik'i bir an için "süpersonik" gibi düşünmüşüm. Sözümü geri aldım, fizik kuralları yerinde duruyor... ;şrofls;. ;rofl.;

    Solid kelimesi itibarı ile saçmaların içlerinin dolu olduğunu, yani eteksiz olduğunu tahmin ediyorum. Tabii doğal olarak daha fazla ağırlık, daha fazla enerji...

    Bayanlar için düşünecek olursak ,bisikletlerde kullanılan parcalar çeşitlilik gösteriyormu?

    Bazı markalar bayanlar için özel kadrolar geliştiriyor. Bayanların vücut yapısına uygun kadro açıları ile daha ergonomik bir yapı sağlamaya çalışıyorlar. Bunun dışında elcik, gidon boğazı ve gidon gibi bazı parçaların yapıları farklılık gösterebiliyor. Fakat genellikle bisiklet üzerinde büyük bir fark olmuyor. Yani sıradan bir bisiklet alırsanız da çok rahatsız olacağınızı samnıyorum, ki bir çok bayan kullanıcı normal bisikletleri rahatlıkla kullanıyor. Şehiriçi günlük kullanım için tasarlanmış düşük üst borulu bazı kadrolar var. Eski pinokyo tasarımına benzeyen. Fakat bunun amacı sadece etekli kullanıma izin vermek. Başka hiçbir getirisi olamdığı gibi kadro sağlamlığı açısından bayağı bir götürüsü de mevcut.


    Bisikleti bir spor aracı olarak kullanacaksanız hoşunuza giden herhangi bir bisikleti tercih etmenizde bir sakınca olmayacaktır. Zira bisiklet aslında bisiklet taytı ya da en kötü ihtimalle bisiklet kullanımına uygun bir pantolonla kullanılması gereken bir araç.
    Bunun dışında kasklar olsun, aykakkabılar olsauni, bisiklet giyimi ve aksesuar olsun bayanlara özel pek çok ürün mevcut tabii.

    11'li sistem ne kadar gerekli bilemiyorum. Yolcu olmadığımdan tam olarak etkisi üzerinde bir yorum yapamayacağım.


    Yazdığınız bisikletler içinde Shimano komponentli Trek ve Giant, SRAM komponentli Cannondale ve Campy Scott dikkat çekiyor. Ben Specialized'ı pek beğenmedim. Prince'i sorarsanız tasarımda aşmışlar. Scott Addict gibi Campagnolo Record komponent grubuna sahip ve toplamda 50 adet üretilmiş. Amerika'da $11000 gibi bir fiyata sahip. Campy meraklısıysanız ve bütçeniz de yeterliyse bu koleksiyonluk bisikleti kaçırmayın derim. Tabii satışı varsa. =)


    Seçenekler içinde tahminime göre ağırlık bakımından en avantajlı olan bisiklet Addict. Aynı zamanda yedek parça ve servis açısından da Pinarello'ya göre çok çok daha avantajlı. Ben olsam Scott'a yönelirdim sanırım. Giant da oldukça çekici ama.


    Zor karar. =)

    Ben de Cannondale Super Six Ultimate'i beğendim, beyaz rengi de çok hoşuma gitti. Ama Cannondale bu bisikletin hiç bir parçasını üretmiyor mu? Merak ettim şimdi.

    Cannondale Super Six Ultimate'in yalnızca kadrosu ve maşası Cannondale markalı. Onlarda yanlış bilmiyorsam Tayvan'da fason üretiliyor. Cannondale gibi markaların bir bisiklet oluşturmadaki en büyük rolü tasarım.