mcema adlı kullanıcının mesajları

    Bu arada 100 m'den şişe patlatan diğer tüfek de Patriot'du. Unutmayalım lütfen.


    HW 97'lerin tekniğinden pek anlamıyorum ama kibar bir silah. Kullanması oldukça rahat. Ancak 100 m'de pek de kibar davranmadı şişeye.

    Bendeki patriot için:


    1 adet yay


    3 adet keçe


    3 adet o-ring (pellet yuvası çevresine)


    istiyorum. Maccarinin fiyatlarını göremiyorum (firewall bazı siteleri açmıyor) ama önemi yok. Hangisi kaliteli ise onu alalım derim.

    Adamlar, çeşitli paket programlar yapmışlar ona göre de fiyatlama yapıyorlar. Oldukça güzel bir şey bence. Fiyatlar biraz yüksek gibi ama görev alan kişi sayısı, vurulan hayvanın 2 katı fazlasının doğaya salınması vb güzel şeyler bence. Ayrıca, ava gidip de vuracak bir şey bulamayanların sağo sola ratgele atış yaptıklarını da hatırlayınca, bu kadar çok atış yapma imkanını bulan bütün kurtlarını döker sanırım.



    çok iyi güzelde bir sülün için 35 ytl denilmiş avlaka giriş ücretide 175 ytl tabi bu kadarlada bitmiyor toplam 600 700 ytl yi buluyor nerdeise bence çok aşırı bir fiyat .

    Bu arada meraklısına not: Baikal bir silah fabrikasının adı değilmiş. IZH silah fabrikalarının ürettiği av silahlarının ihraç markasıymış. TOZ ise silah fabrikasının hem adı hem de markası. SSCB dağılmadan önce (1991'e kadar) TOZ'un ürettiği av silahları da Baikal markasıyla satılıyormuş.

    TOZ / MC 20-01 i marka tüfeğin kötü bir şey olacağını sanmam. Bunu üreten silah fabrikası aynı zamanda Dragunov tüfeklerini, gatling toplarını ve daha bilimum silahı üreten oldukça köklü bir yer. Bu şekilde şarjörlü av tüfekleri epeyce ilgi çekiyor anlaşılan. Aslına bakarsan benim de hoşuma gitti. Ama gölüm hala Baikal pozeden yana.


    Bu arada, Baikal'ın sporing modelini buldum, bu tüfek nasıldır?

    Nette dolaşırken aşağıdaki tüfeği buldum. Orta ve uzun mesafeli atışlar için demiş ama kaç metreden söz ediyor bilmiyorum


    Adres: http://www.rasgeleavci.com/tufek/toz/toz20.html



    TOZ / MC 20-01 Av Tüfeği


    superpoze



    Amatör ve profesyonel avcılar için üretilmiştir. Hafiflik, ucuzluk, basitlik, güvenilirlik bu modelin en önemli özellikleridir. Tüfek kolayca çıkartılabilir 2 fişeklik bir şajör ile doldurulmaktadır. Fişek kapasitesi 2+1'dir.


    "V" gezi, kurşun arpacığı, yivli tüfeklerde kullanılan yüksek kaliteli namlu çeliği ile MC 20-01, orta ve uzak mesafeli atışlar için pahalı ve alımı zor yivli tüfeklere karşı cazip bir alternatiftir.


    Her tüfek 2 fişeklik 2 adet şarjörle birlikte satışa sunulmuştur.

    3 yıl önce kiraladığım Yamaha BWS 100'le Olimpos, Çıralı, Adrasan, Ulupınar, Phasilis taraflarında girip çıkmadık delik bırakmamıştım. Başlangıçta bu motor girmez diye düşündüğüm halde iki kişinin ağırlığına ve o rampalara "bana mısın" dememişti.

    Önerin için teşekkür ederim. Yarın sanayide bir kaç işim var. Mümkün olursa bunu da aradan çıkartmaya niyetim var. Bu nedenle sanayide nasıl yaptırabileceğimi öğrenmek istedim

    Arkadaşlar Patriotumun kurma kolunu namluya bağlayan pim silahı ilk aldığım zaman da gevşekti. Şimdiye kadar bir şekilde idare etmiştim. Ama dün tamamen yerinden çıktı ve iyice yalama olduğundan yerinde de durmuyor.


    Bu pimi sanayide yaptırabilir miyim? Kimler yapar? Yaptırırken nelere dikkat etmem gerekir?


    Yardımcı olursanız memnun olurum

    Çocukluğumda babamın görev yaptığı Muş'ta Murat Nehri'nin kıyısına balık avlamaya giderdik. Çocuklar olta, büyükler serpme (yöresel adıyla "tor") kullanırlardı. Sonuç almak için oldukça iyi bir şey. Ama, serpmeyi atmak ustalık ister. Atıığınızda suya değmeden önce şemsiye gibi açılmalıdır. Serpmenin tam ortasından bağlı kalın bir ip vardır. Atan kişi onu elinde tutarak serpmenin suda kapanmasını sağlar. (Kursun ağırlıklar sermeyi biraz çekince kapanır) sonra ağır ağır çekilir ve kıyıda balıklar içinden toplanır.


    Örmesine gelince, oldukça zahmetli bir iş olsa gerek.


    Keyifli bir iş değildir ama bolca balık toplayabilirsiniz.


    Bundan başka, bir de germe ağ vardır. Bu ağ şeklen voleybol filesine benzer. iki kişi tarafından kullanılır. Ağın alt ucundaki ip ayağa geçirilir. üstte de bir ip vardır ki elde tutulur. Diğer kişi de aynısı yapar ve yüzleri suyun geldiği yöne dönük olarak, biri suyun biraz içindeyken, diğer ağır ağır suyun karşına geçerek, suya ağır gerilmesiyle kurulur. Kurma işi tamamlandıktan sonra, çocuklar (o zamanlar bizler oluyorduk) suyun üst taraflarından aşağıda ağa doğru balıkları ürküterek ilerler ki bu iş iyi yapıldığında ağ balıklardan titremeye başlar, büyük balıkların bazen ağın üzerinden atladığı görülür. Ağ yeterince dolunca, ağı tutan kişilerden biri, ayağına geçirilen ipi çıkartmamaya dikkat ederek, diğer kişinin biraz daha uzağında kalacak şekilde onunla aynı kıyıya doğru yürür. Aynı hizaya geldiklerinde her iki kişi birden ağı yavaşça kıyıya çeker. Balıklar içinden toplanır. Bu ağın da alt tarafında kurşunlar bulunur.


    Serpmeye göre daha keyiflidir. Nispeten daha küçük, derinliği yetişkinin belinden biraz daha fazla (ama daha fazla değil) ve akıntısı çok güçlü olmayan sularda kullanılır.


    Çocukluğumu hatırladım birden. Ne güzel günlerdi.

    Bu hesaba göre hatsanın gelecek yılki modellerinin omuzdan atılması, sonrakinde 2 kişilik ekiple kullanılması (nişancı ve taşıyıcı), çok daha sonraları ise kaideye monteli kundağı motorlu olması lazım. Belki çok çok çok daha ileri ki zamanlarda balistik ve ICBM modelleri de çıkar.



    [quote='OĞUZ-HAN',index.php?page=Thread&postID=23336#post23336]Tüfeğin kalitesi nasıl bilmem ama fiyat ve kalite artışı ile ters yönlü gitmesi gereken diğer bir ibre maalesef tam tersi yönde ilerlemekte.Acaba bunun sonu nereye varacak :him:s Biraz bakalım isterseniz..


    Hatsan mod 33= 2.6 kg mod 35,55,60,70,75 vs= 3 kg mod 125= 3.65 kg mod 125 th =3,8 kg md 135= 4 kg


    ve işte 155 torpedo da bu eğriyi bozmayarak 4.6 kg olarak karşımızda.


    quote]

    Grip virüsünün devamlı mutasyona uğradığını, bu nedenle her yılın suşlarının Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenerek açıklandığını okumuştum.


    Yanlış hatırlamıyorsam bu sene suşların belirlenmesi geciktiği için aşılarda gecikmişti.


    Bu işin teknik detaylarını bilemiyorum ama bunun rahatlığını yaşıyorum 3 yıldır. Belki abartılıyordur ama bütünüyle ticari bir kandırmaca olduğunu sanmıyorum.



    Grip aşısı aslında ticari bir kandırmacadır. Mesela doktorlar arasından grip aşısı olan pek çıkmaz. Bildiğiniz gibi grip bir virüstür ve her yeni nesli form değiştirir bu nedenle vücudumuzun bağışıklık sistemi kılık değiştirmiş bu düşmanı tanıyamaz ve o da vücuda girip hasarını verir. Savunma sistemi ne olduğunu anladığında artık iş işten geçmiştir. Grip aşısında yapılan, önceki 2-3 yılda yaygın olarak bulunan grip virüs çeşitlerini ( suş tabir ediliyor) alıp harmanlayıp bunların zayıflatılmış hallerini vücuda vermek. Bu şekilde vücudun bağışıklık sistemi bunları tanıyor ve ileride karşılaştıklarında daha kişiyi hasta edemeden virüsü yok ediyor. Tabii ki burada şu gözden kaçıyor. Eğer siz önceki yıllarda grip olmuşsanız vücudunuz zaten o grip virüsünü tanıyordur ve aşılı sayılırsınız. Ayrıca para verip ilaç kartellerini zengin etmenize gerek yoktur.
    Bir nokta daha. Grip virüsleri bölgelere göre de farklılık gösterebilirler. ABD için üretilmiş bir aşı başka bir ülkede aynı derecede etki yapmayabilir.

    Ben her sene 2 defa şiddetli grip geçiren biriyim. Ama son 3 yıldır sonbahar geldimi gidip aşı oluyorum (en geç Ekim ayının 15'ine kadar) ve 3 yıldır da rahatım, grip olduysam da o kadar rahat atlattım ki hissedemedim. Grip aşısını ihmal etmeyin derim.


    Yalnız şuna dikkat etmek lazım, çoğu kez grip ile diğer üst solunum yolu hasatlıkları birbirine karıştırılır. Bu yüzden aşının işe yaramadığı şeklinde şikayetlenmelerle karşılaşabilirsiniz.


    Tekrar geçmiş olsun.